reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 96.333,23 -0.937
reklam

Dervişoğlu: Cumhuriyet karşıtları hep kendilerine ayrıcalık ister

Yayınlanma Tarihi : Google News
Dervişoğlu: Cumhuriyet karşıtları hep kendilerine ayrıcalık ister
reklam

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na dair yayımladığı mesajında, “Cumhuriyet karşıtları, hangi fikirden gelirse gelsin, her zaman kendilerine ayrıcalık talep ederler. Oysa Cumhuriyet, ayrıcalıkların ve kayırmacılığın karşısındadır. Bugün, 102. yılını büyük bir gurur, coşkuyla ve sonsuz bir inançla kutladığımız Cumhuriyet; tüm düşmanlarına inat, eşitliktir. Ortak akılda buluşmaktır. Dengenin, helal lokmanın, alın terinin ve emeğin koruyucusudur. Cumhuriyet, gözlerin arkada kalmaması demektir” ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu, ayrıca mesajında şunları söyledi:

– İnsanlık tarihi, yönetim biçimleri üzerine yapılan tartışmaların ve çatışmaların yanı sıra savaşların da tarihidir. Felsefenin, siyasetin, hukukun ve sosyal bilimlerin yüzyıllar süren tartışmalarının bir sonucu olarak Cumhuriyet kavramının bugünkü tanımına ulaşabilmesi, iki bin yılı aşkın bir süreç gerektirmiştir. Cumhuriyet, insanı bir ailenin ya da zümrenin tebaası olmaktan çıkarıp, eşit hak ve fırsatlara sahip yurttaşlar haline getiren bir yapıdır.

– Bu yönüyle, felsefede ve sosyolojide Aristo'dan Montesquieu'ya, Adams'a ve Madison'a kadar uzanan bir tarihsel süreç içinde Cumhuriyet, fikirlerin çatışmalarından doğan, insan haklarını esas alan zengin bir fikri sürecin meyvesidir. Bu süreç, Cumhuriyeti ideal tarifinin ötesinde, teokrasinin kurallarını harmanlayan veya monarşinin mutlak hakimiyetine yol açmaya çalışanların fikir çatışmalarına da sahne olmuştur. Dolayısıyla, aslında Cumhuriyet bugünkü modern tarifine, yüzyıllar süren tartışmaların ve sayısız eserle tarihe not düşülen fikir fırtınalarının ardından ulaşmıştır.

– Bu süreç, aynı zamanda insanlığın hak arama, adalet ve özgürlük arayışının tamamını kapsamaktadır. İnsanın, idare edilenden idare edene geçtiği bir süreci ifade eder. Bugünkü anlamına ulaşması kolay olmadığından da kıymetlidir. Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyetin tanımı ve şekline dair tartışmalar günümüzde de devam etmektedir. Çünkü şu bir gerçektir ki, adı Cumhuriyet olan her yönetim şekli, insanı özgürleştiren, hakkını ve hukukunu koruyan, yönetimde devredilemez söz hakkı tanıyan bir nitelik taşımamaktadır.

– “Cumhuriyet” adıyla anılan teokratik bir yapıya ya da bir zümrenin egemenliğine dayalı rejimler de mevcuttur. 20. yüzyılın başında 'Türk mucizesi' olarak tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti, yurttaşına haklarını ve fırsat eşitliğini sunabilen nadir örneklerden biridir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti, yüzyıllar süren hak, hukuk ve özgürlük mücadelesinden süzülen değerler toplamıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yüzyıllarca süren Cumhuriyet birikimini anlayabilen ve yorumlayabilen zihinsel donanımı, Türk Milleti için büyük bir şanstır.

“DEMOKRASİ İLE ANLAMINA KAVUŞUR”

– Unutulmamalıdır ki, Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda dünyada ve özellikle Avrupa’da totaliter bir rüzgar esiyordu. Nitekim bu totaliter rejimler 2. Dünya Savaşı gibi büyük bir felakete yol açtı. Bu rüzgâra rağmen, Cumhuriyet diyebilen liderin adı Atatürk'tür. Dünya, 2. Dünya Savaşı'nın yıkıntılarıyla boğuşurken, temellerini attığı Cumhuriyet, çok partili hayata geçerek demokratik adımlarını hızlandırmıştır. Çünkü Cumhuriyet, tam ve kâmil bir demokrasi ile gerçek anlamına ulaşır. Türkiye'nin Cumhuriyet ve demokrasi süreci, doğulu ya da batılı siyasetçilerin, bilim insanlarının, filozofların ve sosyologların ilgiyle ve titizlikle incelediği, fırsat eşitliği ve vatandaşlık tanımı açısından oldukça zengin bir süreçtir.

– Bu aynı zamanda modern dünyada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan ilginin ve takdirin nedenidir. Yaşasın Cumhuriyet! Bu nedenle Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin Cumhuriyet coşkusu birçok ulusun coşkusundan farklıdır. Çünkü; hakları ve hukuku yok sayılan bir toplumdan eşit fırsatlara sahip bir millete dönüşüm, az rastlanır bir hikayedir. Cumhuriyet dendiğinde göğsümüzün kabarmasının asıl nedeni de budur. Türkiye Cumhuriyeti, devletimizi tanımlamanın ötesinde, özgürlüğü, birey olmayı ve haklarda ve fırsatlarda eşitliği simgeler.

“CUMHURİYET EŞİTLİKTİR”

– İşte bugün; Cumhuriyetin değer ve kurumlarına karşı duran, onu yıpratmaya hatta yok etmeye çalışanların söz, eylem ve karakterlerine bakıldığında ya teokratik bir yapıya ya da bir zümrenin hakimiyetini esas alan yönetim biçimi arzularını görürsünüz. Her iki anlayışın ortak noktası, Cumhuriyet karşıtlığıdır. Çünkü Cumhuriyetimiz, milletimize, her bir evladına, Anadolu’nun en ücra köyünden devletin zirvesine giden yolu açma özelliğine sahiptir.

– Hangi fikri temelden gelirse gelsin, Cumhuriyet karşıtları hep kendilerine ayrıcalık isterler. Oysa Cumhuriyet, ayrıcalıkların, kayırmacılığın panzehridir. Bugün, 102. yılını büyük bir gurur ve coşkuyla, sonsuz bir inançla kutladığımız Cumhuriyet; tüm düşmanlarına inat eşitliktir. Akıl ve mantıkta buluşmaktır. Dengenin, helal lokmanın, alın terinin ve emeğin koruyucusudur. Cumhuriyet, gözün arkada kalmaması demektir. O varsa sofrada aş, yürekte huzur ve gelecekte umut vardır. Cumhuriyet adalettir. Cumhuriyet hürriyettir.

– Cumhuriyet, Türk Milleti için hakkı yenenin dayanağı, garibin destekleyeni, yetimin başını okşayan el, mazlumun duasında yankılanan sestir. Bizim Cumhuriyet tarifimizdeki bu nitelikler, bir şiirin mısraları değil, yüzyıllar süren bir sürecin ve Türkiye’de verilen büyük mücadelenin sonuçlarıdır. 102’nci yılında, gerçek bir Türk mucizesi olan Cumhuriyetimizin yeni yaşını kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman ecdadımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Yaşasın Türk Milleti! Yaşasın Cumhuriyet!

reklam

YORUM YAP