reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 95.114,20 -4.138
reklam

10 Kasım Öncesi Atatürk'süz Cuma Hutbesi

Yayınlanma Tarihi : Google News
10 Kasım Öncesi Atatürk'süz Cuma Hutbesi
reklam

Tarık Işık / NEFES

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın, milli bayramlar ve anma günlerinde Anıtkabir'i ziyaret etmemesi, 2017-2025 yılları arasında kurumun normali hâline geldi. Ekim ayında Erbaş'ın ardından Diyanet İşleri Başkanlığı'na atanan Safi Arpaguş, makam odasına astığı Atatürk fotoğrafı ile 'Diyanet’te yeni dönem' algısını pekiştirmeye çalıştı.

Ancak Arpaguş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Ali Erbaş gibi Anıtkabir'e gitmeyerek Diyanet'teki değişimin sınırlı olduğunu göstermiş oldu.

Atatürk'e Vefasızlık

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kuruluşunu 3 Kasım 1924'te gerçekleştiren Atatürk, bugün Türkiye'nin tüm camilerinde okunacak Cuma hutbesinde anılmayacak. “Vefa imandandır” başlıklı hutbede, vefanın İslam'da kişinin Allah'ın rızasına ve dünya mutluluğuna ulaşmasında önemli bir özellik olduğu belirtiliyor. Hutbede özetle şöyle deniyor:

“Vefa; sevginin, saygının, sadakatin ve fedakarlığın göstergesidir. Kişinin sözünde durması ve iyiliğe iyilikle karşılık vermesi demektir. Düştüğünde elinden tutanları, sevildiğinde sevinç duyanları, üzüldüğünde gözyaşını silenleri unutmamak, vefanın gereğidir.

Vefa; menfaatin değil muhabbetin, nefretin değil affın, zulmün değil adaletin yanında olmaktır. Ayrıca, kardeşlik ahlakını ve hukukunu kuşanmak da vefanın bir parçasıdır. Vefa, ailemize sadakat; büyüklerimize hürmet; çocuklarımıza şefkat göstermektir.

Bazen, bir kardeşimizin derdine çare olmak için kan vermek ya da organ bağışlamak, ya da bir fidanı toprağa kazandırmak da vefa olarak tanımlanabilir. Bunun yanı sıra, İslam’ı besleyen medeniyetimiz ve kültürümüze sıkı sıkıya sarılmak da bir vefa borcudur.

Cennet vatanımızı bizlere miras bırakan aziz şehitlerimizi, ahirete intikal eden kahraman gazilerimizi ve tüm geçmişlerimizi hayırla yâd etmek, ecdadımıza bir vefa borcudur.

'Vefa İmandandır'

Vefa duygusunun azaldığı, kıymet bilmezliğin yaygınlaştığı bu dünyada vefaya sahip çıkmak, 'Ahde güzel bir biçimde vefa göstermek imandandır' hadis-i şerifinde işaret edildiği gibi, imanımızın bir gereğidir.

Bugün bir vefa muhasebesi yapalım. Yüce Rabbimizin bize sunduğu sayısız nimetlere karşı vefa borcumuzu ödeyebildik mi? Anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın gönüllerine dokunan iyi bir insan olabildik mi?

İçinde yaşadığımız topluma vefa borcu olarak yetim ve öksüzlerin başını okşayabildik mi? Bir hastanın ya da çaresizin derdine derman olabildik mi? Bir muhtacın yardımına koşabildik mi? Bir yaşlının yalnızlığına çare olabildik mi, engelli bir kardeşimizin hayatını kolaylaştırabildik mi?

Bu sorulara olumlu yanıtlar verebilmek umuduyla hutbemizi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu mealdeki hadis-i şerifiyle tamamlamak istiyorum: 'Emanete riayet edenin imanı olgunlaşmıştır, ahde vefa gösterenin ise dini kemâle ermiştir.'”

reklam

YORUM YAP