

Ankara'da yaşayan 45 yaşındaki Yasemin Güleser, 21 yıl boyunca böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisi aldı. Haftada üç kere diyaliz seansı geçiren Güleser, yıllardır beklediği organ nakli müjdesini nihayet aldı.
Zonguldak'ta beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden 67 yaşındaki bir erkeğin böbreği, Yasemin için umut kaynağı oldu. Nakil operasyonuyla birlikte 45 yaşındaki hastanın sağlığına yeniden kavuştu. Yasemin Güleser'in nakil sürecini yakından takip eden Medicana Ankara Hastanesi Nefroloji uzmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Demir, yapılan operasyon sonrası şu sözlere yer verdi:
“Meslek hayatımı organ nakli üzerine inşa ettim ve organ bekleyen hastalara umut olmaya çalışıyorum. Aktif olarak Ankara Medicana Hastanesi'nde Nefroloji uzmanı olarak görev yapıyorum. Ülkemizde 30 binden fazla organ bağışı bekleyen hastamız var. Bu hastalar, uygun organ bulamadıkları takdirde yaşam kaliteleri ciddi şekilde etkileniyor. Yasemin Güleser de uzun yıllar diyaliz tedavisi görmüş ve hayat kalitesi oldukça kötüleşmişti.”
'Diyalizden Kurtulmuş Olmanın Sevinci'
Mutlu bir haber alarak hastaneye koştu. Başarılı bir operasyonun ardından, hayatını yeniden inşa etme şansı buldu ve diyaliz tedavisinden kurtuldu. Organ bağışı, hastanın hayat kalitesini artırırken, diyaliz, yaşam kalitesini kısıtlayan başka olumsuz etkilere sebep olabiliyor.
Demir, organ bağışının yalnızca hastaları değil, aileleri ve toplumu da olumlu yönde etkilediğini vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu:
“Organ bağışı yapan hastalar, iş yerlerinde yeniden aktif olabiliyor, çocuk sahibi olabiliyor ve ailelerine daha fazla zaman ayırabiliyorlar. Fonksiyon gören bir organa sahip olduklarında, sosyal hayata normal bir şekilde dönebilirler. Toplumda organ bağışının önemine dikkat çekmek amacıyla her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında Organ ve Doku Bağışı Haftası etkinlikleri düzenliyoruz. Amacımız, organ bağışının bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini anlatmak.”
'Bir Bağışla 8 Hayata Dokunmak Mümkün'
Dahası, bir kişi organlarını bağışladığında, sadece bir kişinin değil, sekiz farklı hastanın hayatını kurtarma fırsatı doğabiliyor. Öldükten sonra doğal olarak toprağa karışacak organlarımızı bağışladığımızda, sekiz insana yeni bir hayat, yeni bir umut sunmuş oluyoruz. Bu nedenle toplumumuzda organ bağışına yönelik duyarlılığın artmasını bekliyorum. Yardımsever bir toplum olarak, eksik bilgileri tamamladığımızda organ bağışı bekleyen hasta sayısının azalması mümkün olacaktır.


