

30 Ekim 2024 tarihinde tutuklanarak Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ahmet Özer, tahliye edildikten bir gün sonra basın mensuplarının karşısına geçti.
“Bir yıl boyunca benim içeride kalmamla kim, ne kazandı? Bu mesele kişisel değil. Bu mesele benim meselemle de ilgili değil” ifadelerini kullanan Özer, duygularını şu şekilde ifade etti:
“Bu süreçte iki ayrı üzüntü yaşadım. Birisi, barış sürecinin başlamasıydı. Dışarıda olup bu sürecin başarılı olması için katkıda bulunmak isterken, bunu içeriden ancak yazarak ve çizerek yapmaya çalıştım.
İkincisi ise, ben, meclis üyelerimiz, belediye başkan yardımcılarımız, müdürlerimiz ve 4 bin çalışanımız gözü kara bir şekilde çalışırken, Esenyurt'un makus tarihini yenmeye odaklanmışken, yolumuzun kesilmesi ve şehrimizi bu hizmetlerden yoksun bırakılmasıydı.
'Böyle Zor Zamanların Ağır Bedelleri Oluyor'
Unutmayın ki demokrasi mücadelesi, özgürlük mücadelesi bir insanın en onurlu mücadelesidir. Bu zor zamanların ağır bedelleri oluyor. Ancak bu bedelleri ödeyenler sayesinde adalete olan umutlarımız canlı kalıyor.
İçeride bizimle empati kurmasını hiç beklemediğimiz parti liderleri de bu durumu anlayışla karşıladı. Sayın Devlet Bahçeli, 'Ahmet Türk görevine dönmeli, Ahmet Özer de dışarıda olmalı' dedi. Bu durum, Türkiye'nin barışma ve kucaklaşma zamanının geldiğini gösteriyor. Toplumla barışabilmek için öncelikle kendimizle barışmamız gerekiyor.”
Ayrıca, ben içeride olmama rağmen Esenyurt halkının bana verdiği emaneti asla yere düşürmedim. Her platformda alnım açık, başım dik bir şekilde Esenyurt'un iradesini temsil etmeye çalıştım.


