

İngiltere, modern dönemdeki en kapsamlı sığınmacı politikası değişikliğini başlatacağını açıkladı. Bu reform, özellikle Fransa'dan küçük teknelerle gerçekleşen yasa dışı geçişlerin artışı ve Reform UK partisinin göç konusundaki etkisi nedeniyle gündeme geldi.
İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı duyuruya göre, bazı sığınmacılara sağlanan barınma ve haftalık ödenek gibi destekler için yasal zorunluluk kaldırılacak. Çalışma imkanına sahip olup da çalışmadığı tespit edilenlerle yasa dışı eylemlere karışanların bu desteklerden yararlanamayacağı belirtildi. Ayrıca, devlet kaynakları, ekonomiye ve yerel topluma katkı sağlayanlar için yönlendirileceği vurgulandı.
“Bu Ülkenin Cömertliği Yasa Dışı Göçü Çekiyor”
İçişleri Bakanı Shabana Mahmood, reformun detaylarını pazartesi günü açıklayacak. Bakanlık, bu tedbirlerin ülkeyi yasa dışı göçmenler için daha az çekici hale getirmeyi ve sınır dışı süreçlerini hızlandırmayı hedeflediğini ifade etti.
Mahmood, “Bu ülke tehlikeden kaçanlara kapı açma geleneğine sahip, ancak cömertliğimiz Manş Denizi’nden yasa dışı geçişleri artırıyor. Göçün hızı ve ölçeği topluluklar üzerinde büyük baskı yaratıyor” diye konuştu.
Bu arada, 100’den fazla Britanyalı yardım kuruluşu Mahmood’a bir mektup yazarak göçmenlerin hedef gösterilmesine son verilmesi gerektiğini ve bu tür politikaların yalnızca zarar verdiğini belirtti.
Yapılan anketlere göre, göç konusu seçmenlerin ekonomi dahil birçok konudan daha fazla endişe kaynağı oldu. Mart 2025 ile sona eren yılda Birleşik Krallık'ta 109.343 kişi sığınma talebinde bulundu; bu, bir önceki yıla göre %17'lik bir artış anlamına geliyor.
Danimarka Modeli: Geçici Statü, Koşullu Destek
İngiltere, reformuna Danimarka ve bazı Avrupa ülkelerini örnek alarak yön veriyor. Bu ülkelerde mülteci statüsünün geçici olarak verildiği, desteklerin ise koşullu sunulduğu ve entegrasyon zorunlu hale getirildiği belirtiliyor. İçişleri Bakanlığı, “Birleşik Krallık artık bu standartları karşılayacak, hatta bazı alanlarda aşacak” ifadesinde bulundu.
Bu yıl, üst düzey bir Britanya heyeti Danimarka’nın sığınma sistemini incelemek üzere Kopenhag’ı ziyaret etti. Danimarka’da sığınmacılara genellikle iki yıllık geçici oturum izni veriliyor ve bu sürenin sona ermesiyle yeniden başvuru yapılması gerekiyor. Hükümet, eğer kişinin ülkesi güvenli kabul edilirse geri gönderme sürecini başlatabiliyor. Ayrıca, vatandaşlık süreci daha uzun ve zor bir hal almış durumda. 2016 yılından bu yana sığınmacıların değerli eşyaları, destek maliyetlerini karşılamak amacıyla devlet tarafından alınabiliyor.
Hak Örgütlerinden Uyarı: “Korunmayı Aşındırıyor”
İngiltere Mülteci Konseyi, sığınmacıların farklı ülkelerin sistemlerini karşılaştırmadığını, Birleşik Krallık’a aile bağları, dil bilgisi ve sosyal bağlantılar nedeniyle geldiklerini belirtti.
Anti-göçmen söylemlerin İngiltere'de yaz boyunca arttığı, devlet tarafından finanse edilen otellerin önünde protestoların düzenlendiği ifade ediliyor. Benzer bir durum, 2015-16 yıllarında Avrupa’ya bir milyondan fazla sığınmacının gelmesiyle AB genelinde de görülmüştü.
Danimarka'nın katı politikaları uzun zamandır eleştiri doğurmaktadır. Hak örgütleri, bu sistemin düşmanca bir ortam yarattığını, koruma mekanizmalarını zayıflattığını ve sığınmacıları uzun süre belirsizlik içinde bıraktığını vurgulamaktadır.


