

Malatya'da doğup büyüyen Abdullah Ergün için hayatın temel taşları kitap, plak, CD, dergi ve eski gazetelerden oluşuyor.
6 Şubat 2023'te yaşanan depremin ardından evinde ciddi hasar alan Ergün, mobilya ve beyaz eşyalarını kurtarmaktansa kitaplarını kurtarmayı tercih etti. O anları şöyle anlatıyor:
“Malatya, doğup büyüdüğümüz ve hayata dair birçok şey öğrenip deneyimlediğimiz bir yer. Beklenmedik bir şekilde 6 Şubat depremleri oldu ve hayatımız altüst oldu. Depremde ağır hasar alan evimizden bir şeyler çıkarmamız gerekiyordu.
Ben evin eşyasını çıkartmak yerine, kitaplarımı, plaklarımı, CD'lerimi ve kasetlerimi kurtardım. Evimiz yıkılmadan önce bize eşyalarımızı çıkarmamız için süre verdiler. Komşularımla birlikte gidip, onlar beyaz eşya ve mobilya taşırken ben de toplamda 40 çuvala doldurduğum kitaplarımı indirdim.
Gerçekten ilginç bir manzara ortaya çıkmıştı. Birisi sırtında buzdolabı taşırken ben kitaplarımı indiriyordum. Bu eşyalar benim için çok kıymetli zira hayatım boyunca gazete, televizyon, dergi ve plaklara dikkat ettim; bu konuda çok şey öğrendim.
Eğer bu eşyaları kaybetmiş olsaydım, ruh halim çok farklı olurdu. Yıkılan evimden bu eşyaları kurtarmak en büyük mutluluğum oldu. Şu anda onları titizlikle buraya getirdim. Sayısını tam bilmiyorum ama sinema, müzik, futbol ve yaşamla ilgili her türlü belge, doküman, kitap ve CD’yi buraya taşıdım.
Burada yaşadığım en büyük sevincim, TOKİ evimde çok kötü hasar görmüş evimden ve konteynerden getirdiğim kitaplarım.
Konteynere gelen misafirler bu kadar çok kitabın oraya sığabileceğine inanamıyorlardı. Ben de onlara ‘Benim için önemli olan bunları buraya getirmek’ diyordum. Konteynerdeyken kalıcı evler tamamlandığında salonumda bunları dizme hayalim vardı.
Yine müzik dinleyecek, yazılar yazacak ve kitap okuyacak, eski gazetelere bakacağım. Bunların tadını çıkarmaya çalışıyorum.”
Malatya'da yeni bir şehir oluştuğunu belirten Ergün, şöyle devam etti:
“Yeni bir şehir inşa ediliyor. İnşallah Malatya’nın gönlüne uygun bir görüntü ortaya çıkar. Çünkü bu halk bunun hakkını kesinlikle aldı. Deprem sonrasında Malatya'nın nüfusu 80 bine düştü. Biz pes etmedik. Herkesin birbirine ihtiyacı olduğu bir dönemdi ve biz de elimizi taşın altına koyduk.
Depremzede unvanı bize yakıştırıldı. Dışarı çıktığımızda depremzede muamelesi görüyoruz. Bu travmanın üstesinden gelmek o kadar da kolay değil. Özellikle çocukların içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurursak, burada hem bizlere, anne-babalara hem de yetkililere büyük görevler düşüyor. Bir şekilde bunların üstesinden gelmeli ve yeni Malatya'nın yeni sahipleri biz olacağız.”


