Giderek artan hayat pahalılığı, özellikle asgari ücretle çalışan bireyler ve emekliler için temel ihtiyaçları karşılayamayacak duruma getirdi.
Pazarda gözlemlenen yoksulluk manzaraları, emeklilerin hem şahsi durumlarından hem de genel toplumsal koşullardan kaynaklanan büyük bir umutsuzluk içinde olduklarını ortaya koyuyor.
Bir emekli kadın, içinde bulunduğu durumu şu sözlerle dile getirdi:
“Geçen hafta pazara gittim. Bir kadın çöp topluyordu, yanında da çocuğu vardı. Çocuk elma istedi. Kadın çöpten bir elmayı çıkarıp temizleyerek çocuğuna verdi. Dayanamadım, çocuğun elinden tuttum, 'Kızım, beni anneannen, babaannen say.' dedim. Çok kötü oldum. O günden beri uykularım gitti. Türkiye çok kötü durumda. Arkadaşlarım ve tanıdıklarım asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Aldıkları paralar ne yazık ki yetersiz.”
Başka bir emekli, 21 bin 650 lira emekli aylığı aldığını fakat bununla geçinemediğini ifade etti.
'ÇOCUKLARIMI ASLA OKUTAMAZDIM'
68 yaşındaki bir başka emekli, “Artık yeter… Ben hiçbir şeyin fiyatını bilmezken şimdi cebimdeki paraya göre alışveriş yapıyorum. Emekliler daha önce bu duruma hiç düşmemişti. Ben 68 yaşında iki çocuğumu okutmuş biri bilim insanı, diğeri doktor oldu… Eğer şu anki şartlarda olsalardı asla okutamazdım.” dedi.
Bir başka emekli ise, “Sadece ben değil, bencillik yapmayayım, tüm insanlar aç durumda. Herkesin ev kira yükü var, çocuklarını okutmaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.
