reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN
reklam

Ağbaba İBB İddianamesindeki O İfadeyi Okudu: "Vallahi de Doğru, Billahi de Doğru"

Yayınlanma Tarihi : Google News
Ağbaba İBB İddianamesindeki O İfadeyi Okudu: "Vallahi de Doğru, Billahi de Doğru"
reklam

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin son görüşmeleri sürmeye devam ediyor.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Genel Kurulda yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait iddianamede geçen “Özgür gelecek” pankartını kürsü arkasına yerleştirerek iktidara yönelik sert eleştirilerde bulundu. Ağbaba, iddianameyi “hukuk, vicdan ve ahlaktan yoksun” olarak nitelendirirken, Meclis’te bir tartışma yaşandı.

Ağbaba, “İddianameden aynen okuyorum,” diyerek, “'Özgür gelecek' pankartı açmak suretiyle önceden planladıkları bu pankart açıldığında hep beraber, hep bir ağızdan 'güzel günler göreceğiz, güneşli günler. Motorları maviliklere sürecek Özgür Başkan, Özgür Başkan' diyerek, ülkede iktidarı devralacaklarını, yönetimi değiştireceklerini ve bu ülkede örgütün belirlediği Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapmayı planladıkları anlaşılıyor. Doğru mu? Vallahi doğru, billahi doğru. Bu seçimleri kazanmayı düşünüyoruz, sizi yıkmayı düşünüyoruz, mücadele ediyoruz,” dedi.

Ağbaba'nın konuşmasında dikkat çeken noktalar ise şöyle:

“Öncelikle bütçenin memlekete hayırlı olmasını diliyorum, ancak hayırlı olması yeterli değil, bütçenin halkın sofrasına hayır getirmesi gerekiyor. Getiriyor mu? İşte temel mesele bu. Biz burada rakamları konuşuyoruz ama millet pazarda etiketle baş başa. Biz burada hedefler ve oranlar konuşuyoruz; emekli evde tencere derdinde, asgari ücretli kira kaygısında, çiftçi mazota, sanayici elektrik fiyatlarına, gençlik ise geleceğine odaklanmış durumda.

Bu bütçe kimin bütçesi; zenginin mi, yoksulun mu? Bu ülkede, vergi alınması gerekenlerden yeterince vergi toplanmıyor. Mükellefiyet kimin omuzlarında? Ekmek alanın, elektrik faturasını ödeyenin, minibüse binip işe gidenin omuzlarında. Tekrar ediyorum; bu ülke kağıt üzerinde zenginleşiyor ama mutfakta yoksullaşıyor.

Bu ülke istatistiklerde büyüyor ama pazarda küçülüyor. Şirketler grafikte iyi görünse de halkın yüzü gülmüyor. Adalete inancın kalmadığı bir yerde ne ekonomi düzelir ne ülkeye yatırım gelir; bu durum, demokrasiyi zayıflatır.

“19 MART'TA MİLLETİN TERCİHİNE BİR DARBE YAPILDI”

19 Mart'ta Türkiye'nin sandığına, milletin iradesine, oyuna, tercihlerine bir darbe yapıldı. Bu darbe sadece Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına yapılmamıştır, milletin seçme hakkına karşı işlenmiştir. Elimde 4 bin sayfalık bir iddianame var. Başından söyleyeyim ki, bu iddianamede ne hukuk var ne de ahlak. Bu iddianame, bir ahlak meselesidir. Dikkatlice dinleyin, ellerinizi vicdanınıza koyun. Suçlananlar sadece belediye başkanlarımız değil, onların yakınları da içeride; atalarından, dedelerinden kalan mal varlıklarına el konulmuş durumda. Harcama yapacak durumda olmayan arkadaşlarımızın kredi kartları iptal edildi; akraba, arkadaş, şoför, danışman ne varsa hepsi cezaevinde. Hepinizin vicdanına sesleniyorum, varsa tabii.”

“AYNAYA BAKIN. RÜŞVETİ KİM BİLİR, İŞ TAKİBİNİ KİM BİLİR, SİZ BİLİRSİNİZ”

Ağbaba, kürsünün arkasına koyduğu “Özgür gelecek” pankartıyla ilgili olarak, “İddianameden aynen okuyorum; 'Özgür gelecek' pankartı açmak suretiyle, önceden planladıkları bu pankart açıldığında hep beraber hep bir ağızdan 'güzel günler göreceğiz, güneşli günler. Motorları maviliklere sürecek Özgür Başkan, Özgür Başkan' diyerek ülkede iktidarı devralacaklarını, yönetimi değiştireceklerini; bu ülkede örgütün belirlediği Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapmayı planladıkları anlaşılıyor. Doğru mu? Vallahi doğru, billahi doğru. Bu seçimleri kazanmayı düşünüyoruz, sizi yıkmayı düşünüyoruz, mücadele ediyoruz,” diye belirtti.

Ağbaba, pankartın önünde yaptığı konuşma sırasında Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Ağbaba'dan pankartı yerinden kaldırmasını istedi. Kurtulmuş, “Kenara alırsanız, hem Meclis kürsüsü hem Veli Ağbaba hem de pankart görünür,” dedi.

MECLİS TV YAYININA TEPKİ

Bu sırada Meclis TV yayınında Ağbaba'nın konuşmasının pankart görülmeyen bir açıdan verilmesine CHP'li milletvekilleri tepki gösterdi.

İBB iddianamesinden okumaya devam eden Ağbaba, “Bakın, '560 milyar rüşvet var' dediler, çıkaramadılar. Arkadaşlarımızın isimleri verilerek 'gizli toplantılar yapıldı, para taşındı' dediler, ama bunu da çıkaramadılar. 'Valizde para var' dediler, jammer çıktı. Burada hepimiz yüz yüze bakıyoruz, burada rüşvet alacak bir milletvekili var mı?” diye sordu.

AK Partililer, “Sen varsın,” dediklerinde Ağbaba, “Aynaya bakın. Rüşveti kim bilir, iş takibini kim bilir, siz bilirsiniz,” diyerek tepki gösterdi.

“ALİ TATAR'IN O KAFASINA SIKILAN KURŞUNUN TETİĞİNİ FETÖ'YLE SİZ ÇEKTİNİZ”

Ağbaba, şöyle devam etti:

“Geçmişte çok dava gördük; burada, yine aynı sıralarda Balyoz ve Ergenekon'a gidiyoruz. Hepiniz bize 'darbeci' diyorsunuz. Türk Silahlı Kuvvetleri karargâhındaki kişiler mahkeme kararıyla terör örgütü ilan edildi; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanı iki ağırlaştırılmış müebbet hapis aldı, hepiniz alkışladınız.

Bakın, burada bugün haksızlığa karşı duranları da yarın tarih yazacak, haksızlığa karşı çıkanları da tarih yazacak. Hangi raconda, hangi ahlakta, hangi hukukta, hangi dinde İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'nun emekli maaşına ve kredi kartına el koymak var? Hangi raconda, hangi ahlakta, hangi hukukta, hangi dinde Dilek İmamoğlu'nun pasaportuna el koymak var?

Hangi raconda, hangi ahlakta, hangi hukukta, hangi dinde Rıza Akpolat'ın eşini tehdit edip arkadaşlarını cezaevine attırmak var? Dün Ali Tatar'ın ölüm yıl dönümüydü. Ali Tatar'ın kafasına sıkılan kurşunun tetiğini kim çekti biliyor musunuz? Kim çekti? FETÖ ile beraber çektiniz, FETÖ ile beraber çektiniz.”

“GÜÇLÜ LİDERSE TRUMP'A GÖSTERİR, NETAHYAHU'YA GÖSTERİR”

Musa Kart bir karikatür çizdi, kedi temalı; yargıladınız. Penguen dergisi “hayvanlar alemi” diye bir karikatür çizdi, kapattınız. ODTÜ'lüler pankart açtı diye çocukları tutukladınız. Daha bu yaz Leman dergisi bir karikatür yüzünden linç edilmeye çalışıldı, neredeyse ikinci Madımak'ı yaşayacaktık. Neden mi? Çünkü sorumsuz siyasiler. Güçlü lider diyorsunuz ya, güçlü lider gücünü masuma değil, siyasi rakibine gösterir. Güçlü lider, güçlü bir liderse, Tom Barrak'a, Trump'a, Netahyahu'ya gücünü gösterir.”

Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan ve ardından serbest bırakılan eski AK Parti Milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ı anımsatan Ağbaba, “Hüseyin Kocabıyık, ibret için cezaevine atıldı. Kime biliyor musunuz? Yarın Özlem Zengin 'İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmak doğru değil' demek için atıldı. Abdullah Güler, size gözdağı veriyorlar; arada bir 'hukuk' diyorsanız, bunu bir daha söylemeyin diye atıldı bu Hüseyin Kocabıyık, size ibret için. Yoksa, bize ne?” şeklinde konuştu.

“ALLAH HİÇ KİMSEYE EVLADINA 'PARAM YOK' DEDİRTMESİN”

Ağbaba, Türkiye'de her 100 çocuktan 71'inin giysi alamadığını, 72'sinin ikinci ayakkabısının olmadığını, her 100 çocuktan 77'sinin günde taze meyve ve sebze, 63'ünün et yiyemediğini belirterek, “Her 100 çocuktan 77'si bisiklete binmemiş. Allah, hiç kimseye evladı 'bana hamburger al' diye kapısına geldiğinde 'param yok' dedirtmesin. Allah, hiç birimize, hiç bir vatandaşımıza evladı 'pantolon al' dediği zaman o duyguyu hiçbir anneye, babaya yaşatmasın; ama bu düzenin sorumlusu sizsiniz. İnşallah bu düzeni yıkacağız,” dedi.

Ağbaba, ülkeye barışın gelmesini istediklerini ifade ederek, “Barış istemeyenin evi yıkılsın. Barış gelsin; ama arkadaşlar, bir taraftan PKK'yla barışıp CHP'ye savaş açarsanız, toplumsal barış gelmez. Bir taraftan İmralı'yla barışıp, Söğütözü ve Saraçhane'yle kavga ederseniz, bu ülkeye barış gelmez. Kent uzlaşısında arkadaşlarımız cezaevinde; Mehmet Ali Çalışkan cezaevinde, Emrah Şahan cezaevinde. Dolayısıyla mutlaka barış sağlanmalıdır; ama barış, hepimizin içine sineceği bir barış olmalıdır,” değerlendirmesinde bulundu.

reklam

YORUM YAP