Morgan Stanley'e Göre 2026'da Piyasaları Sarsacak Üç Gelişme

Piyasa analistlerinin büyük bir kısmı, hisse senedi piyasalarının önümüzdeki yıl boyunca yükselmeye devam edeceğini öngörüyor. Ancak Morgan Stanley stratejistleri, 2026 yılında piyasaları etkileyebilecek beklenmedik olayların göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor.

Banka, yıl sonu değerlendirmesinde S&P 500 endeksinin 2026 yılında şirket kârlarının artışı ve ABD ekonomisindeki “kademeli toparlanma” ile birlikte yaklaşık yüzde 13 yükselmesini beklediklerini açıkladı. Bunun yanı sıra, “Sürprizsiz bir yılın kendisi sürpriz olur” diyerek risklere dikkat çekiyorlar.

Morgan Stanley stratejistleri, 2026 yılında öne çıkabilecek üç büyük sürprizi şu şekilde sıralıyor:

İŞSİZLİK ARTMADAN VERİMLİLİK PATLAMASI

İlk olası senaryo, “işsiz ama verimli” bir büyüme dönemi. Bu durumda, ABD’de iş gücü piyasası zayıflarken, artan verimlilik ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Böyle bir manzara, ücret artışlarını ve enflasyonu kontrol altında tutarak ABD Merkez Bankası’na (Fed) daha fazla faiz indirimi imkanı sağlayabilir.

Morgan Stanley, bu koşullar altında çekirdek enflasyonun yüzde 2'nin altına düşebileceğini ifade ediyor. Banka, arz kaynaklı bu dezenflasyon durumunun, Fed’in gevşek para politikasına geçmesine olanak tanıyabilecek ve yatırımcıların ABD’de artan bütçe açıklarına dair endişelerini azaltabileceğini belirtiyor.

ABD Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre, tarım dışı sektörlerdeki saatlik üretim ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,3 artarak önceki çeyrekteki yüzde 1,8'lik düşüşten güçlü bir toparlanma kaydetti.

HİSSE SENEDİ VE TAHVİL İLİŞKİSİNDE YENİ KIRILMA

İkinci sürpriz olasılığı, hisse senetleri ile tahviller arasındaki geleneksel ters ilişki dinamiklerinin değişimidir. Normal şartlar altında riskli varlıklar değer kaybederken, tahviller değer kazanır. Ancak 2025’te, hem hisse senetleri hem de tahviller aynı anda yükseliş gösterdi.

Morgan Stanley, bunun arkasındaki sebebin, zayıf ekonomik verilerin Fed’den faiz indirimi beklentilerini güçlendirerek hisse senetleri için pozitif bir algı doğurması olduğunu ifade ediyor. Fakat enflasyonun yeniden Fed’in hedeflerine gerilemesi durumunda bu dinamiğin tersine dönebilir.

Stratejistler, bu durumda kötü ekonomik verilerin yeniden riskli varlıklar için olumsuz bir algı yaratabileceğini ve ABD tahvillerinin portföylerde tekrar güçlü bir denge unsuru haline gelebileceğini belirtiyor.

EMTİA VE ENERJİ FİYATLARINDA SERT YÜKSELİŞ

Üçüncü risk unsuru ise emtia ve enerji fiyatlarında olağanüstü bir yükseliş ihtimalidir. Morgan Stanley, 2025’te iyi performans gösteren emtiaların 2026’da da yeni zirveler yakalayabileceğini öngörüyor.

Buna neden olabilecek etkenler arasında Fed’in faiz indirimlerine devam etmesi, diğer merkez bankalarının faiz artırması ve dolayısıyla ABD dolarının zayıflaması yer alıyor. Zayıf doların ve teşviklerin Çin ekonomisinde toparlanmayı desteklemesi, emtia talebini de artırabilir.

Banka, bu koşulda özellikle son beş yılın en düşük seviyelerine yakın seyreden benzin fiyatlarının yeni zirvelere yükselme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.

ALTIN VE METALLERDE REKORLAR

Piyasa genelinde 2026'nın emtialar için olumlu geçmesi bekleniyor. Sıkı arz koşulları, yapay zeka yatırımlarının talebi artırması ve güvenli liman arayışı bu beklentiyi destekliyor.

Altın, bu hafta ons başına 4.400 doların üzerine çıkarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Metal, yıl boyunca yaklaşık yüzde 70 değer kazanarak 1979'dan bu yana en güçlü yıllık performansına adım atıyor.

Yapay zeka yatırımlarının odak noktasında bulunan gümüş ve bakır da bu hafta içinde yeni tarihi zirveler görmeyi başardı.