MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında 2016'da gerçekleşen darbe sonrası kapatılan askeri hastanelerle ilgili olarak, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak askeri hastanelerin kapatılması hataydı ama açılması bir sevap olacaktır. Hastanenin yeniden faaliyete geçmesini bekliyorum ve bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekilleri, askeri hastanelerin yeniden açılması ve Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne devredilen askeri kuruluşların Milli Savunma Bakanlığı ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne iadesine yönelik bir kanun teklifi sundu.
CHP Grup Başkanvekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır'ın imzasıyla hazırlanan teklifte, kapatılan askeri hastanelerin yeniden kurulması ve Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredilmiş olan 25 sağlık kuruluşunun Milli Savunma Bakanlığı ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne devredilmesi talep ediliyor.
“Ne Akılla Ne Devlet Ciddiyetiyle Bağdaşır”
TBMM Başkanlığı'na 13 Ekim'de sunulan teklifin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:
– Türk Silahlı Kuvvetleri, ulusal güvenliğimiz için kritik bir role sahiptir. Hem ülke sınırları içinde hem de uluslararası düzeyde milletimizin huzurunu ve güvenliğini sağlamakta önemli bir işlev üstlenmektedir. Ordumuzun etkin bir şekilde görev yapabilmesi için askeri sağlık sisteminin varlığı büyük önem taşımaktadır. Mehmetçiğin sağlığı ve cephe hattındaki direnci bu yapının mevcudiyetine bağlıdır.
– Askeri hastaneler ve doktorlar, yalnızca tedavi hizmeti sunmakla kalmaz, aynı zamanda ordunun operasyonel yeteneklerinin ayrılmaz bir parçasını oluşturur. Askeri tıp, sivil sağlık hizmetlerinin yerini dolduramayacak özel bir uzmanlık alanıdır. Hiçbir demokratik ülkede hükümetler, kendi ordusunu askeri hastaneler ve doktorlardan mahrum bırakmaz; bu tür bir uygulama ne akılla ne de devlet ciddiyetiyle örtüşür.
“Hastanesi Olmayan Tek NATO Ülkesi”
– 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından çıkarılan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Türkiye genelindeki 25 askeri hastane Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. Bu durum, askeri sağlık sistemini Genelkurmay Başkanlığı’ndan koparıp sivil bir yapıya bağlayarak Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir tasfiye sürecine neden olmuştur. Böylece Türkiye, askeri hastanesi bulunmayan tek NATO ülkesi haline gelmiştir.
Harp Cerrahı Sayısı 347
– Bu karar sonrasında askeri sağlık sistemi ağır bir darbe almıştır. 2000'den fazla askeri doktor ve sağlık personeli sistem dışına itilmiş, çoğu görevlerinden ayrılmış veya özel sektöre geçiş yapmıştır. Uzman harp cerrahlarının sayısı 347’ye kadar düşmüş, savaş cerrahisi alanındaki kurumsal kapasite neredeyse sıfırlanmıştır. Askeri sağlık altyapısındaki bu tahribat, özellikle sınır ötesi operasyon bölgelerinde Mehmetçiğin sağlık hizmetine erişimini kısıtlamış ve cephe hattında meydana gelen yaralanmalarda kritik sürelerin kaybedilmesine sebep olmuştur. Bu durum, bir sağlık politikası olmanın ötesinde bir güvenlik zafiyeti oluşturmuştur.
“Ordumuzun Gücünü Artıracak”
– Geçen dokuz yıl içinde askeri sağlık altyapısındaki eksiklikler, hem operasyon sahasında hem de ulusal güvenlik stratejisinde ciddi açıklar doğurmuştur. Askeri sağlık sisteminin yeniden inşası, yalnızca idari bir devri değil; aynı zamanda kurumsal hafızanın, uzman kadroların, arşivlerin, eğitim müfredatının ve askeri disiplinin yeniden oluşturulmasını gerektirmektedir. Askeri hastanelerin yeniden açılması ve askeri tıp eğitiminin kurulması, ordumuzun operasyonel gücünü artıracak, Mehmetçiğin cephe hattındaki güvenliğini güçlendirecek ve savaş ile kriz anlarında ulusal güvenliğimizi destekleyecektir.
– Bu bağlamda yapılacak düzenleme, askeri sağlık sisteminin yok edilmesiyle açılan yapısal boşluğun kapatılması için atılması gereken zorunlu bir adımdır. Bu bilgiler ışığında, 2016 yılında kapatılan askeri hastanelerin Milli Savunma Bakanlığı çatısı altında yeniden açılması, askeri sağlık sisteminin inşası ve askeri tıp eğitiminin yeniden canlandırılması amacıyla hazırlanan kanun teklifinin kabulü büyük bir gereklilik taşımaktadır.
