reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 95.114,20 -4.138
reklam

Bakımevinde dehşet: Uğur’u 30 kat fazla doz ilaçla öldürdüler

Yayınlanma Tarihi : Google News
Bakımevinde dehşet: Uğur’u 30 kat fazla doz ilaçla öldürdüler
reklam

İstanbul Beylikdüzü'nde özel bir bakımevinde tedavi gören 22 yaşındaki epilepsi hastası Uğur Yıldırım'ın, yüksek doz ilaçla ölümüne neden oldukları iddia edilen kurum müdürü ile çalışanların da aralarında bulunduğu 9 sanığa dava açıldı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Yıldırım'ın 22 Ekim 2024'te hayatını kaybederek hastaneye kaldırıldığı aktarıldı.

Doktorlar tarafından makinada iki bileğinde morluklar görülmesi üzerine başlatılan soruşturma çerçevesinde, Yıldırım'ın annesi Dilek Barut'un ifadesine de yer verildi. Barut, oğlunun epilepsi hastası olduğunu, yaklaşık 5 aydır bakımevinde kaldığını ve ara sıra çocuğunun vücudunda morluklar gördüğünü belirtti. Barut, çocuğunun kendisine zarar verdiği söylentilerine inanmadığını, başkalarının zarar verdiğini ifade etti.

Bakımevi personeli olan sanıkların ifadelerine göre Yıldırım, kendisine zarar vermekteydi ve bu nedenle suçlamaları reddettiler.

ADLİ TIP: VERİLEN İLAÇ ÖLDÜRÜCÜ DOZDA

İddianamede, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Uğur Yıldırım'a, kurum hemşiresi Sabahat Taş tarafından ilaç verildiği ve bu ilacın 400 miligram ile sınırlandırılmasına rağmen hastaya 11.958 miligram verilen dozun öldürücü düzeyde olduğu belirtildi. Bu durumun, olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu kaydedildi.

Bakımevi sağlık personeli olan Taş'ın, aşırı dozda ilaç vermesi sonucu ölümün gerçekleştiği değerlendirildi. Yıldırım'ın sakinleşmesi için gerekli tedavi dozunun yaklaşık 30 kat üstünde ilaç verildiği ifade edildi.

İPLE BAĞLADILAR

Yıldırım'a uygulanan muameleyi tanımlayan iddianamede, hasta bakım personeli sanıklar Yunus Emre Eşin ve Mehmet Özkan Tıraş'ın, Yıldırım'ı itip iple bağladıkları ve kıyafetinden çekiştirdikleri yer aldı. Bu eylemler, “kendisini beden ve ruh bakımından savunamayacak durumda olan kişiye karşı kasten yaralama” suçunu oluşturacak şekilde değerlendirildi.

KURUM MÜDÜRÜ YAŞANANLARDAN HABERDAR

İddianamede, kurum müdürü sanık Aybüke Liman'ın olayla ilgili durumdan haberdar olduğu ancak herhangi bir tedbir almadığı belirtildi. Sanık Çilem Köçer'in de bağlama iplerini temin ettiği ifade edilirken, diğer sanıklar Ayfer İyikalaycı, Bahar Güler, Yağmur Erkişi ve Türcan Özsoy'un olayları görmesine rağmen yetkililere bildirimde bulunmadıkları vurgulandı.

SAĞLIK PERSONELLERİNE MÜEBBET TALEBİ

İddianamede, sanık Sabahat Taş hakkında “olası kastla beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, diğer sanıklar için “beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik kasten yaralama” suçundan 2 yıl 3 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Sanık Çilem Köçer'in “beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik kasten yaralama” ve “bu durumu bildirmeme” suçlarından 2 yıl 3 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor. Diğer sanıklar Ayfer İyikalaycı, Türcan Özsoy, Bahar Güler ve Yağmur Erkişi hakkında da “beden ve ruh bakımından engelli olan kendisini savunamayacak kişiye yönelik suçu bildirmeme” suçundan 1'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianame, Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

reklam

YORUM YAP