

Şimdiye kadar bildiğimiz kadarıyla insanların beş temel duyusu bulunuyor: koku, tat, işitme, görme ve dokunma.
Ancak, ABD'deki bir grup bilim insanı, belki de sağlığımız açısından en kritik duyunun altıncı bir duyu olduğunu iddia ediyor.
Bu yeni keşfin adı interosepsiyon. Diğer duyular dış dünyayı algılamamıza yardımcı olurken, interosepsiyon vücudumuzun iç durumunu gözlemliyor. Bu görünmeyen ve sürekli çalışan “gizli altıncı duyu”, bedenimizin dengede kalması için hayati bir rol oynuyor.
NOBEL ÖDÜLÜNE SAHİP EKİBİN LİDERİ
Scripps Araştırma Enstitüsü ve Allen Enstitüsü’nden bilim insanları; bu altıncı duyuyu keşfetmek üzere devrim niteliğinde bir projeye adım attı.
Nobel ödüllü sinirbilimci Ardem Patapoutian'ın liderlik ettiği ekip, vücudun içsel sinyallerini izleyen sinir ağlarını ilk kez kapsamlı bir şekilde haritalandırmayı amaçlıyor.
Proje, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından 14.2 milyon dolarlık bir bütçeyle destekleniyor.
Bu proje çerçevesinde, araştırmacılar iç organlardan sinyal alan ve gönderen duyusal nöronların bağlantılarını hem anatomik hem de moleküler düzeyde inceleyecek. Bu çalışmalar sonucunda, vücudun içsel sinir yollarını gösteren ilk kapsamlı 3 boyutlu interoseptif atlas oluşturulmuş olacak.
Bilim insanlarına göre, bu içsel duyu hakkında daha fazla bilgi edinmek, kronik hastalıklar, ağrı bozuklukları, anksiyete ve hatta nörolojik hastalıkların tedavisinde yeni imkanlar sunabilir.


