

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Cumhuriyet'in 102. yılı kutlamaları öncesinde Anıtkabir’deki resmi törenlerde son yıllarda yaşanan siyasi tezahüratlara ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının üstlerinin aranmasına ilişkin bir yazılı açıklama yaptı.
Bağcıoğlu, Anıtkabir'in bir anıt mezar olduğunu ve burada yapılacak her eylemin “kabir adabına” uygun olması gerektiğini belirtti. Hem hukuki hem de devlet geleneği açısından bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep etti.
“ANITKABİR SİYASİ ŞOVLAR İÇİN YER DEĞİLDİR”
Bağcıoğlu, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Kısa bir zaman diliminde Cumhuriyetimizin 102'nci yıl dönümünü coşkuyla kutlayacağız. Anıtkabir’de bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan, ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhuriyet değerlerine derin saygımızı göstereceğiz.
Anıtkabir, siyasi şovların ve tezahüratların yeri değildir. 2524 sayılı Anıtkabir Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun'un 35'inci maddesi gereğince, Anıtkabir’de yalnızca Atatürk'e saygı amacıyla tören düzenlenebilir, başka amaçlarla gösteri veya yürüyüş yapılamaz. Manevi değerlere uygun olmayan hiçbir söz, davranış ya da tutuma izin verilmemelidir.”
“KABİR ADABINA AYKIRI SİYASİ SLOGANLAR ULUSAL DEĞERLERE SAYGISIZLIKTIR”
Bağcıoğlu, milli bayramlarda alışkanlık haline gelen siyasi sloganların kabir adabına aykırı olduğunu vurguladı:
“Milli günlerde sıkça tekrarlanan siyasi tezahüratlar, kabir adabını hiçe sayarak ulusumuzun ortak değerlerine saygısızlık teşkil etmektedir. Bu tür sloganlarla birlikte, son zamanlarda yapılan törenlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin onurlu üniformasına yakışmayan bazı olaylar yaşanmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; teknolojik gücü ne kadar gelişmiş olursa olsun, ordumuzun asıl muharebe yeteneği bu araçlar değil, o yeteneklere hayat veren kahraman askerlerimizdir. Anıtkabir’deki törenlerde bulunmak üzere gelen üniformalı askerlerin, polisler tarafından üst aranmasına tabi tutulması kabul edilemez bir görüntü ortaya çıkarmaktadır.
Bu durum, ‘devletimizi en zor görev şartlarında temsil eden askerlerimize güvenilmediği’ izlenimini doğurmakta, askerlerin başka bir silahlı güç olan polisler tarafından kontrol edilmesi gerektiği gibi anlaşılması zor bir durum yaratmaktadır.”
“BU UYGULAMA TSK’NIN KURUMSAL İTİBARINI ZEDELİYOR”
Açıklamasında askerlerin aranmasına ilişkin yasal düzenlemelere de değinen Bağcıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“30 Ağustos 2025 Zafer Bayramı resmi törenlerine katılan subay ve astsubaylarımız, Anıtkabir girişinde dört ayrı güvenlik noktasında kontrol edilmiş ve üst aramasına tabi tutulmuşlardır.
Oysa Anıtkabir’deki törenlerin güvenliğini sağlamak, Anıtkabir Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde Ankara Garnizon Komutanlığı ve Anıtkabir Komutanlığı tarafından üstlenilmektedir. Törenlerde alınacak güvenlik önlemleri de yine aynı yönetmelikte açık bir biçimde yer almaktadır.
Ayrıca, askerî şahısların üst aramasına dair düzenlemeler 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunu'nun ilgili maddelerinde ve Askerî Mahallerde Arama ve Kontrol Yönetmeliği, Adlî ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nde net bir şekilde düzenlenmiştir.
Bu mevzuata göre, bir asker yalnızca askerî makamlar (örneğin Garnizon Komutanlıkları veya Merkez Komutanlığı) tarafından görevlendirilen kişilerce aranabilir. Polis tarafından yapılan bu tür aramalar ise yasalara aykırıdır ve TSK’nın itibarını zedelemektedir.”
“GÜVENLİK KONTROLLERİ ASKERİ BİRLİKLER TARAFINDAN YAPILMALIDIR”
Millî Savunma Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, Anıtkabir’deki güvenlik kontrollerinin ilgili askerî birimler tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Bağcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Millî Savunma Bakanlığı ve ilgili kurumlara tekrar hatırlatıyoruz: Anıtkabir’deki güvenlik kontrollerinin, ilgili mevzuata uygun olarak Ankara Garnizon Komutanlığı (Merkez Komutanlığı) veya Anıtkabir Komutanlığı tarafından yapılmasını talep ediyoruz.
Bu talep hem hukuki hem de manevi açıdan bir zorunluluktur. Dokuz yıldır süren slogan ve tezahüratlara karşı etkin tedbirler alınmalı; Anıtkabir Yönetmeliği uygun şekilde uygulanmalıdır. Kabir adabını bilmeyen grupların törenlere alınmaması, Türk milletinin saygınlığı ve Anıtkabir’in düzen ve bütünlüğünün korunması için elzemdir.
Askerlerimize güvenilmediği algısına yol açacak uygulamalara son verilmelidir. Ordumuzun gücü, teknolojinin ötesinde insana dayanmaktadır. Bu insana yapılan muamele, geleceğimizi tehdit etmekte, askerlerimiz arasında huzursuzluk yaratmakta ve ulusal güvenliğimiz için hayati öneme sahip kurumlar arasında güvensizlik yaratmaktadır.”


