Airbus'un Savunma ve Uzay Üst Yöneticisi (CEO) Michael Schoellhorn, Türkiye 'ye Eurofighter savaş uçağı satışında görüşmelerin son aşamaya yaklaştığını, müzakerelerin yakında başarıyla sonuçlanacağı konusunda oldukça iyimser olduğunu dile getirdi. Schoellhorn, Alman hükümetinin satışı engellemeyeceğini açıkça belirttiğini bildirdi.
Schoellhorn, açıklamasında Almanya'nın geçmişte öne sürdüğü siyasi çekincelerin aşıldığını ve Başbakan Friedrich Merz liderliğindeki yeni koalisyon hükümetinin bu satışın engellenmeyeceğini vurguladığını ifade etti.
Alman iç siyasetindeki tartışmalara atıfta bulunan Schoellhorn, “Almanya'nın silah ihracatını sınırlandırma politikası çerçevesindeki bu tartışmaların artık geçmişte kaldığını düşünüyorum. Alman hükümeti açıkça beyan etti. Bunu engellemeyeceklerini, Eurofighter'ların Türkiye'ye satışı fikrini desteklediklerini söylediler. Bence bu konu kapandı.” dedi.
Schoellhorn, satışla ilgili görüşmelerin son aşamaya yaklaştığını, Eurofighter konsorsiyumunun İngiltere ortağı BAE Systems liderliğindeki müzakerelerin şu anda sürdüğünü kaydetti. Bu görüşmelerin “ticari ve teknik” nitelikte olduğunu ve yakında başarılı bir şekilde tamamlanmasını beklediklerini dile getirdi.
“UZUN VADELİ BİR İŞBİRLİĞİ UMUT EDİYORUZ”
Schoellhorn, Airbus ve ortaklarının Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının üretimini artırarak en son teknolojilerle donatmayı hedeflediklerini vurgularken, Türkiye'nin de Eurofighter ailesine katılmasıyla bu alanda uzun vadeli bir işbirliği umduklarını kaydetti.
Alman CEO, “Eurofighter sadece bir savaş uçağı değil, geniş bir sistem ve kapsamlı bir silah setine sahiptir.” derken, üzerinde çalıştıkları yeni teknolojilerin, pilotların uçarken aynı zamanda yapay zeka desteğine sahip insansız hava araçlarını da kumanda edebilmelerini sağlayacağını açıkladı.
Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının halen Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Avusturya'nın yanı sıra Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve Umman tarafından da kullanıldığını hatırlatan Schoellhorn, bu partner ülkelerle yeni teknolojiler hakkında fikir alışverişi ve işbirliğinin sürdüğünü belirtti.
Airbus yetkilisi, “Türkiye Eurofighter kulübüne katılırsa, kullanıcıların bir araya geldiği gruplara da katılacak, burada fikir alışverişleri ve daha hızlı öğrenim imkanları mevcut. Biz kullanıcıların istedikleri çözümleri sunabilmek için sürekli iletişim halindeyiz. Yani bu, sadece bir uçak satın almaktan çok daha fazlası olacak.” şeklinde konuştu.
TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNİ ÖVDÜ
Geçmişte Alman ordusunda helikopter pilotu olarak görev yapan ve ardından çeşitli sanayi kollarında üst düzey yöneticilik yapan Schoellhorn, kariyeri boyunca Türk savunma ve havacılık sanayisini yakından tanıdığını ve birçok işbirliğini hayata geçirdiklerini ifade etti. Türkiye'nin bu alanda ulaştığı seviyeden övgüyle bahsetti.
Özellikle Airbus'un İspanya kolunun yürüttüğü işbirliğine dikkat çeken Schoellhorn, İspanya’nın Türkiye’den alacağı Hürjet eğitim uçaklarının üretim sürecinde TUSAŞ ile işbirliği yapacaklarını aktardı.
Avrupa ile Türkiye arasında savunma sanayi alanında işbirliği olanaklarını geliştirmeyi desteklediklerini belirten Schoellhorn, bunun her iki taraf için de faydalı olacağını dile getirdi. Ayrıca, Türkiye'nin AB'nin bir parçası olmadığını fakat bir NATO üyesi olduğunu hatırlatarak, işbirliği için bir yol ve yöntem bulunması gerektiğinin altını çizdi.
“ABD'YE BAĞIMLILIK AZALTILMALI”
2021'den bu yana Airbus'ın Savunma ve Uzay projelerini yöneten Schoellhorn, son jeopolitik gelişmelerin Avrupa'nın gerçek tehditlerle karşı karşıya olduğunu ve savunma ile güvenlik konusunda yalnızca ABD'nin gücüne güvenemeyeceklerini gösterdiğini vurguladı.
Avrupa hükümetlerinin savunma harcamalarını artırması ve Avrupa çapında işbirliğini sağlamak için çaba göstermesi gerektiğini belirten Schoellhorn, “Avrupa hükümetlerinin, güvenlik açısından Avrupa'nın içinde bulunduğu durumu fark ettiklerini düşünüyorum. Ayrıca, yalnızca ABD'ye bel bağlamamaları gerektiğini de anladıklarını düşünüyorum. ABD başka bölgelerle meşgul olabilir, bu yüzden Avrupa'nın kendi çabalarını artırması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Schoellhorn, son yıllarda askeri harcamaların artmasının, savunma sektörüne daha fazla kaynak sağlanmasının olumlu olduğunu belirtirken, bu alanda daha stratejik bir yaklaşım ve koordineli politikaların gerekliliğine de dikkat çekti. Son olarak, “Stratejik önceliklerimizin ne olması gerektiği konusunda anlayış birliği sağlıyor muyuz? Mali kaynaklar öncelikle neye harcanmalı? Planlarımız var mı? Bu konuların hala tartışılması gerekenler olduğunu düşünüyorum. 30 yıldır yapılmayan şeyleri birkaç yılda tamamlayamayacağımız kesin, ancak doğru yolda olduğumuzu söyleyebilirim.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
