reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 95.064,01 -4.231
reklam

4.5 Ayda Resmen Kurudu: Yüzde 80'den Yüzde 4'e Düşüş

Yayınlanma Tarihi : Google News
4.5 Ayda Resmen Kurudu: Yüzde 80'den Yüzde 4'e Düşüş
reklam

Bingöl'ün Ağaçeli köyünde, Koçan Deresi üzerinde sulama amacıyla 1996-2003 yılları arasında inşa edilen Gülbahar Baraj Gölü, küresel kuraklık ve plansız sulama uygulamaları nedeniyle korkunç bir hızlılıkla su seviyesini kaybetti.

Devlet Su İşleri 94. Şube Müdürlüğü'nden alınan verilere göre, bu yıl 15 Mayıs'ta yüzde 86 doluluk oranına sahip olan Gülbahar Baraj Gölü'nün su seviyesi, sulama sezonunun sona erdiği 1 Ekim'de yüzde 4'e kadar düştü.

Geçmişte sular altında kalan eski Solhan kara yolu ve diğer yapı kalıntıları, su seviyesinin düşmesi nedeniyle yeniden görünür hale geldi.

Bölgeden geçen bazı sürücülerin su altında kalan kara yolunu kullandığı gözlemlendi.

'Modern Sulama Yöntemlerine Geçiş Zorunlu'

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulunda görevli olan ve çevre bilimi ile enerji politikaları üzerine 5 yıldır çalışmalar yürüten Doç. Dr. Emrah Akyüz, Gülbahar Barajı üzerine gerçekleştirdiği incelemelerle ilgili önemli tespitlerde bulundu.

Doç. Dr. Akyüz, Gülbahar Barajı'nın bölge için hayatî bir su kaynağı olduğunu vurgulayarak, barajın yaklaşık 1,5 milyon metreküp su hacmine sahip olduğunu ifade etti.

Baraj gölündeki su kaybının bölgenin su dengesi ve ekosistem yapısını tehdit ettiğine dikkat çeken Akyüz, şunları belirtti:

“Barajın kurumasında iki ana sebep etkili. Birincisi, iklim değişikliği. Türkiye, Akdeniz iklimi nedeniyle iklim değişikliğine karşı en savunmasız bölgelerden biridir.”

“İkincisi ise kontrolsüz su kullanımı. Bölgedeki tarımsal faaliyetler yoğun ancak su, plansız ve kontrolsüz bir şekilde kullanılmakta. Bu da baraj gölündeki suyun hızla tükenmesine neden olmaktadır. Modern sulama yöntemlerine geçilmesi şart. Özellikle damlama yöntemiyle su verimli kullanılmalı, bu sayede barajdaki su seviyesi kazandırılabilir.”

'Biyoçeşitlilik Olumsuz Etkileniyor'

Akyüz, barajın geçmişten günümüze ekonomik, sosyolojik ve ekolojik yönlerden bölgeyi etkilediğini dile getirdi.

“Tarımsal faaliyetlerle uğraşan aileler su kaynaklarına erişim sıkıntısı yaşarsa başka bölgelere göç edebilir. Bu durum sosyolojik sorunları beraberinde getirebilir.” diyen Akyüz, konunun yalnızca çiftçilerle sınırlı olmadığını vurguladı.

Akyüz, “Gülbahar Barajı ve destekleyen su kaynakları bölgedeki iklim, ekolojik denge ve biyolojik çeşitlilik için kritik önem taşımaktadır. Baraj gölünün kurumasıyla toprak nemi azalmakta, bitki örtüsü zarar görmekte ve çevresel biyoçeşitlilik de bu süreçten olumsuz etkilenmektedir.” ifadelerini kullandı.

'Eylem Planı Zorunlu'

Baraj gölündeki su seviyesinin korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirten Akyüz, şu önerilerde bulundu:

“Bölge halkı ve kamu kurumları dört temel stratejiyi hayata geçirmeli. İlk olarak, tarımsal faaliyetlerde modern sulama tekniklerinin benimsenmesi gerekmektedir. Vahşi sulama yöntemlerinin derhal terk edilmesi şart. İkinci olarak, etkin kurumsal koordinasyon sağlanmalıdır.”

“Bu sadece yerel yönetimlerle sınırlı değil. Sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve merkezi hükümetin sürece aktif katılımı hayati önem taşımaktadır. İklim değişikliğine karşı tüm illerimizde acilen eylem planları oluşturulmalı, hayata geçirilmeli ve takip edilmelidir. Türkiye iklim değişikliğiyle mücadele etmeye acil hazırlık yapmalıdır.”

'Bu Alanda Su Olmalıdır'

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Bingöl İl Temsilcisi Saim Çakar, Gülbahar Baraj Gölü'ndeki su çekilmesini yerinde gözlemlediklerini ve tablonun son derece üzüntü verici olduğunu kaydetti.

Çakar, “Burası hem canlıların yaşamı açısından hem de Bingöl'de bahar aylarında piknik yapmak için en güzel sulak alanlardan biri. Ne yazık ki tarlaların sulama sisteminin etkinliğinden dolayı baraj gölündeki doluluk oranı düşmüş durumda. Bulunduğumuz bölgede normalde su olması lazımdı.” şeklinde konuştu.

reklam

YORUM YAP