

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Sındırgı merkezli depremler hakkında yaptığı açıklamada, “Dağlık alanda birden fazla, 5-6 tane birbirini takip eden ovadan dağa doğru giden yeni faylar saptadık. Bu faylar, dünya literatüründe 'ölü fay' olarak adlandırılıyor. Ancak jeolojik anlamda, ölü faylar aşırı stres yüklenmesi veya stres yönlerindeki değişimlerle yeniden faaliyete geçebiliyor. Bu depremlerde bunu gözlemliyoruz” dedi.
AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi de olan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos ve 27 Ekim tarihlerinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgede bilimsel araştırma yaptıklarını belirtti.
Diri Faylar Haritasında Yoktu
Sözbilir, gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda kırsal Yaylacık, Emendere, Aktaş ve Sinandede mahalleleri arasındaki dağlık alanda, diri fay haritasında yer almayan yeni fay hatları tespit ettiklerini ifade etti.
Bu fayların haritalanma sürecini başlattıklarını dile getiren Sözbilir, “Bu faylar, mevcut 2013 yılında oluşturulan diri fay haritasında bulunmuyordu. Genellikle ölü fay olarak sınıflandırılan bu yapılar, ikinci depremin ardından yeniden incelendi” şeklinde konuştu.
Faylar Yeniden Dirilebiliyor
Sözbilir, çalışmalarını dağlık alanda yoğunlaştırdıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
– Dağlık alanda birden fazla 5-6 tane birbirini takip eden ovadan dağa doğru devam eden faylar tespit ettik. Bu faylar, dünya literatüründe 'ölü fay' olarak geçiyor. Ancak jeolojik açıdan, ölü faylar yüksek stres altında veya stres yönlerindeki değişikliklerle yeniden faaliyete geçebiliyor.
– Bu depremler sırasında bunu görmekteyiz. Dağlık alanda haritalarda gösterilmeyen bu faylar deprem üretmeye başlamış durumda. İlk kez haritalanıyorlar ve daha önce hiçbir haritada bulunmayan birkaç fay tespit ettik. Bu fayların bir kısmını haritaladık ve uluslararası dergilere gönderdik, şu anda basım aşamasındalar.
Belirlenen fay düzleminin depremin odak noktasındaki mekanizmayla uyuştuğunu aktaran Sözbilir, “Şu anda yüzeyde görülen faylar, derinlikte 10 kilometreye kadar uzanabiliyor ve buradaki stres nedeniyle depremlere sebep olabiliyor. Bölgedeki 5-6 fay, birbirini tetikleyecek şekilde deprem üretiyor. Bu nedenle depremlerin sonlanması mümkün olmuyor” dedi.
Fayın Tümü Kırılmadı
Prof. Dr. Sözbilir, fayın özellikleri ile ilgili olarak şu bilgileri paylaştı:
– Uzunlukları 35-40 kilometreye kadar uzanabiliyor. Birinci depremde 6,1 büyüklüğündeki fay kısmen kırıldı, ikinci depremde yine 6,1'lik kısmı daha kırıldı. Üçüncü bir depremde yine 6,1 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimali mevcut çünkü şu anda fayın tamamı kırılmış değil. Üretilen depremlerle fay uzunluğu arasında bir oran vardır ve fayın tümünün kırılmadığının göstergesidir. Benzer büyüklükte bir başka deprem daha meydana gelebilir. Son 3-4 ayda 6,1 büyüklüğünde depremler olmuşsa, benzer bir mekanizma tekrar edebilir. Şu anda artçı şoklar yaşanıyor.”
Sözbilir, tespit edilen fayın yaklaşık 3'te 2'sinin kırıldığını, kalan 3'te 1'lik kısmının ise büyük bir deprem üretme olasılığının düşük olduğunu belirtti.
Öte yandan, Sındırgı'nın kırsal Yaylacık, Emendere, Aktaş ve Sinandede mahalleleri arasındaki dağlık alanda tespit edilen fayın yüzeydeki kısmı görüntülendi.


