

Bilim insanları, dünyanın en nadir kan grubu olarak tanınan ve yalnızca yaklaşık 50 kişide bulunan Rh-null isimli kan grubuyla ilgili araştırmalarını artırdı.
Uzmanlar, kan nakli süreçlerinde büyük bir kıymet taşıdığı düşünülen bu kan grubunu laboratuvar ortamında üretmek için adeta bir yarış içindeler ve Rh-null'un her 6 milyon kişiden birinde görüldüğünü açıkladılar.
Kan Grupları Nasıl Sınıflandırılır?
Kan grupları, bağışıklık sisteminin hangi tür kanın vücuda ait olduğunu ve hangisinin ait olmadığını belirleyen, kırmızı kan hücrelerinde bulunan antijen adı verilen proteinler ve şekerler aracılığıyla sınıflandırılır.
İki ana kan grubu sistemi mevcuttur: ABO ve Rhesus (Rh). ABO sistemi, bir bireyin kan grubunun A, B, O veya AB olduğunu gösterirken, Rh sistemi ise kanın RhD proteini açısından pozitif ya da negatif olduğunu belirler.
Bu sistemler sonucunda sekiz farklı kan grubu ortaya çıkar; bunlar A+, A-, B+, B-, AB+, AB-, O+ ve O- olarak listelenir.
Ancak Rh sistemi, sadece D antijenlerinden ibaret olmayıp 50'den fazla antijen içermektedir.
Uzmanların belirttiğine göre, Rh-null kan grubuna sahip kişilerde bu antijenlerin hiçbiri yoktur; bu da onların yalnızca kendi kan gruplarından kan alabileceği ve donör havuzunun son derece kısıtlı olmasına yol açar.
Rh-null'un değerli olmasının bir diğer nedeni ise, bu kan grubuna mensup kişilerin nadir görülen kan bozuklukları da dahil olmak üzere güvenli bir şekilde kan bağışı yapabilmesidir. Bu sebeple, bilim insanları Rh-null'a “altın kan” unvanını vermiştir.
Şu anda bilim insanları bu nadir kan grubunu laboratuvar ortamında üretmeye çalışırken, 2018 yılında Kanada'da yapılan çalışmaların süregeldiği ve bu süreçlerin sıkı bir denetim altında yürütüldüğü bilgisi kaydedilmiştir.


