

24 yaşındaki Ali Yol, dördüncü kaptan olarak görev yaptığı geminin 2 ay önce Kızıldeniz geçişi sırasında demiri kazara düşürdü. Mürettebat, durumu fark ettikten sonra demiri geri almak için geri döndü.
Ancak düşen demirin Abu Dabi'deki deniz altından geçen internet kablolarına zarar verdiği iddia edildi. Olayın ardından geminin kaptanı ile birlikte Ali Yol, gözaltına alınarak tutuklandı.
Başlangıçta kısa sürede serbest bırakılacakları belirtilmesine rağmen, aradan geçen süreye rağmen henüz bir gelişme yaşanmadı.
'Artık Sesimizin Duyulmasını İstiyoruz'
Ali Yol'un kardeşi Selim Yol, ağabeyinin serbest bırakılması için ilgili kurumlara başvuruda bulunduklarını ancak başarılı olamadıklarını ifade etti:
“Ağabeyime, yaklaşık bir ay sonra yalnızca bir kez telefon hakkı tanındı. Öncesinde ise içeride bulunan bir kişiden telefon hakkını rica ederek bize ulaşabildi. Ağabeyim astım hastasıdır.
Bu süre içinde 20-25 kilo verdiğini, yemek yiyemediğini ve uyku bile uyumakta zorlandığını belirtmektedir. Gözaltına alındığında yalnızca üzerindeki kıyafetlerle alınmış ve bugüne kadar üstünü değiştirebilmesi için bir kıyafet ya da duş alabileceği imkan verilmemiştir.
Bulunduğu yerin çok soğuk olduğunu ve sağlık durumunun hızla kötüleştiğini ifade etmektedir. Vücut direncinin düşmesi ve hayatından endişe ediyoruz. Gittiğimiz hiçbir yerden hala net bir sonuç alamadık.
Sürekli 'Bugün ya da yarın serbest bırakılacak' denmesine rağmen somut bir gelişme yaşanmıyor. Tek isteğimiz, soruşturma tamamlanana kadar ağabeyimin gemiye geri dönmesine ya da Türkiye’ye dönmesine izin verilmesidir. Korkuyoruz ki, başına kötü bir şey gelebilir. Artık sesimizin duyulmasını istiyoruz.”
'Mali Olarak da Tükenmiş Durumdayız'
Ali Yol'un annesi Yıldız Yol ise “Çocuğum 2 aydır hasta ve artık dayanacak gücü kalmadı. Bunalıma girdi. 'Anne, ne olur beni buradan çıkarın' diye yalvarıyor. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Burada ilgilenen ve destek olan herkesten Allah razı olsun. Herkes elinden geleni yaptı, yardımcı oldu. Ancak oradan hiçbir şekilde bir şey yapamıyoruz, elimiz uzanmıyor. Bu şekilde çocuğum hâlâ çıkarılamadı. Orada boğuluyor. Lütfen sesimizi duysunlar. Tek isteği, 'Beni bari yemeğe çıkarın, nefes alayım' demek oldu; bunu bile başaramadık. İki aydır şirketinden tek kuruş para gelmedi. Orada ne yaşandığını bilmiyoruz. Yanına gitme gücümüz yok, yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Mali olarak da tükenmiş durumdayız. Tek ricam, oğlumun oradan çıkarılmasıdır. Yetkili kurumların elinden ne geliyorsa yapmasını istiyorum. Başka hiçbir şey istemiyorum. Oğlumu sağ salim geri getirin. Çok çaresiz durumdayız” dedi.


