reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 95.114,20 -4.138
reklam

AKP ve Saray'dan Art Arda 'Sabotaj' Açıklamaları

Yayınlanma Tarihi : Google News
AKP ve Saray'dan Art Arda 'Sabotaj' Açıklamaları
reklam

Terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması talebiyle DEM Parti Gençlik Meclisi, dün akşam Diyarbakır’da yürüyüş düzenledi.

Yürüyüş sırasında biber gazı kullanılarak müdahale edilirken, katılımcıların attığı sloganlar ve megafonla yapılan anonslar dikkat çekti.

'PKK halktır halk burada' gibi sloganlar atılırken megafonla yapılan anonslarda, “Yoldaşlar, düşman diyor ki eğer yürümeyecekseniz burada yapın. Biz o surlara gideceğiz… Ya o suru açacaksınız ya da o sur başınıza yıkılır! İleri!” ifadeleri yer aldı.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “düşman” ifadesinin bir “sabotaj” olduğunu belirterek, “Kahraman emniyet ve güvenlik güçlerimizi lanetli bir zihniyet ve zehirli bir dille 'düşman' diyerek hedef alanları ve terör propagandası yapanları lanetliyoruz. Bunların 'terörsüz Türkiye' sürecine 'suikast' teşebbüsünde bulunmaları beyhudedir ve cevabını siyaset ve hukuk zemininde alacaktır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum da çözüm sürecine yönelik sabotaj uyarısında bulundu.

Uçum, sosyal medya üzerinden paylaştığı “‘Önce geçiş sonra demokrasi’ çarpıtması!” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

“SINIRLAR BELLİ”

– Bazı çevreler, ‘Terörsüz Türkiye’ye geçiş ve demokrasiyi geliştirme’ süreçlerinin organik ilişkisini göz ardı eden bir tavır içindeler. Geçiş sürecinin konusu terörün kesin ve devamlı surette sona ermesidir. Geçiş sürecinin sınırları bellidir. Geçiş süreci, Türkiye'deki ve bölgedeki Kürtlerin tamamına yönelik değildir. Dolayısıyla burada yer alan özneler, münfesih terör örgütünün kurucusu, bağlı yöneticileri, ilgili iç ve dış siyasi mecralar ve hukuken temsilci kişilerle sınırlıdır.

“BÜYÜK HUKUK REFORMU”

– Demokrasiyi geliştirme sürecinin konusu ise büyük bir hukuk reformu ve yeni anayasa hedefidir. Bunun için demokrasiyi geliştirme sürecinin özneleri, Türk Milleti’nin tamamı, halkın tüm kesimleri, her alandaki meşru temsilcileri, tüm demokratik kurumlar ve kuruluşlar ile tek ve kolektif tüm kişiler olmalıdır.

HEDEF DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİRMEK

– İki ana aşamayı bu bakışla ele almak gerekir: İlki geçiş sürecidir ve bunun hukuku, demokrasi ile ilişkilidir. Geçiş süreci hukukunu demokrasi dışında görmek abestir. Terörün ve şiddetin sona ermesi ve buna bağlı geçiş süreci hukuku, bizatihi demokratik olanaklar üretecek büyük adımlardır.

– Terörün sonucu olan birçok tedbire artık ihtiyaç kalmayacaktır. Bunun doğal sonucu zaten demokratik alanın genişlemesidir. Devamı ise demokrasiyi geliştirme sürecidir. Hedef elbette demokrasiye geçiş değil, demokrasiyi güçlendirmektir.

“TÜRKİYE’NİN GERÇEĞİ”

– Suç alanına girilmedikçe her kanattan muhalif, demokratik muhalefet alanında son derece rahat bir şekilde hareket edebilir. Türkiye’nin gerçeği budur. Norma ve uygulamaya ilişkin sorunlar her dönemde olabilir, bundan sonra da olur. Ama herkes biliyor ki, sistemde bu sorunları giderecek kurumlar, kurallar ve tedbirler mevcuttur. Dolayısıyla geçiş süreci hukuku demokratik hukukun bir parçası olacaktır. Demokrasiyi geliştirme sürecinin hukuku, Cumhuriyetin kurucu ilkeleri ve demokratik birikim üzerine yapılacak reformlarla, Türkiye’nin demokrasisini ileriye taşıyacaktır.

“CUMHURİYET’İN TEMELİ GÜÇLÜ”

– Soyut iddialarla, gerçeklikten kopuk ve kurgusal tezlerle, fikri çarpıtmalarla, kör ideolojik bakışlarla Türkiye’nin demokrasi gerçeğinin üstü örtülemez. Çünkü tamamlanacak, geliştirilecek ve ilerletilecek yönleri olsa da Cumhuriyet ve demokrasi güçlü temellere sahiptir.

“ÖN ŞARTA BAĞLANAMAZ”

– Bu arada ‘Terör bitmesin veya terörü bitirmeyin çünkü henüz demokrasiye geçmedik’ anlamına gelen yorumları yapmak aymazlıktır. Bu bakış açısı mevcut demokrasiyi inkâr eden tavrın dışında daha önemli bir sorunu gündeme getirir; terörün demokrasi için bir eylem olduğu izlenimini vermekte.

– Böyle bir yaklaşım kimse tarafından kabul edilemez. Terörü sona erdirmek hiçbir ön şarta bağlanamaz. Terör, hiçbir iyi hedefin aracı olamaz. Terörün bitmesi, hiç kimse için bir kayıp, herkesin kazancı ve demokrasiyi geliştirmek için büyük bir imkandır. Bu nedenle bu süreci istismar etmek en büyük sabotaj olacaktır.

reklam

YORUM YAP