Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Karayipler ülkesi Trinidad ve Tobago'yu, Sucre eyaleti açıklarında “sorumsuz” ve “tehditkar” askeri tatbikatlar düzenlemekle suçladı.
Venezuela'da yayımlanan haberlere göre, Maduro, başkent Caracas'ta katıldığı bir etkinlikte Trinidad ve Tobago'yu, ABD ile işbirliği yapmakla hedef alarak kınadı.
Maduro, Trinidad ve Tobago hükümetinin, Venezuela'nın Sucre eyaletine yakın bir bölgede “sorumsuz” ve “tehditkar” tatbikatlar gerçekleştireceğini öne sürerek, “Venezuela'yı hiç kimse tehdit edemez. Ülkemizi kimse korkutamaz. Ülkenin doğusundaki altı bölgede yaşayan halkımızdan sürekli olarak nöbet tutmalarını ve yürüyüşler düzenlemelerini talep ediyorum. Tüm asker, polis ve halk güçlerine provokasyonlara kapılmadan vatansever bir coşkuyla hareket etmelerini istiyoruz” dedi.
Trinidad ve Tobago Savunma Bakanlığı ise bu tatbikatların “silahlı suç ve organize suçla mücadele” amacı taşıdığını ifade etti.
Bakanlık, bu durumun Venezuela ile ilgili olmadığını ve tatbikatların iki ülke arasında uzun süredir süregelen bir işbirliği geleneğinin parçası olduğu belirtildi.
Haber kaynaklarına göre, tatbikatlar, Trinidad ve Tobago Savunma Gücü (TTDF) ile ABD Deniz Piyadeleri (Marines) arasında ekipman, taktik ve teknik paylaşımını geliştirmeyi amaçlıyor.
NE OLMUŞTU?
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı bir kararname ile Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla etkin kullanılmasını istemişti.
Bu çerçevede, ABD, ağustos sonunda Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemilerinden oluşan bir deniz gücü göndermiş, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ise ABD ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil birçok operasyona hazır olduğunu söylemişti.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro, bu gelişmelere karşılık olarak ülkede 4.5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve olası bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
ABD'nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri uyuşturucu kaçakçılığı iddialarıyla hedef alması, hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere yol açmış ve bu saldırıların “uluslararası hukuka aykırı” olduğu savunulmuştu.
ABD'nin “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi olan USS Gerald R. Ford ve saldırı grubunun, Latin Amerika bölgesine ulaştığı kaydedilmişti.
