reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 95.114,20 -4.138
reklam

AYM'den Boşanma Davasında Dikkat Çeken Karar

Yayınlanma Tarihi : Google News
AYM'den Boşanma Davasında Dikkat Çeken Karar
reklam

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, E.D. ile 1989'da Türkiye'de evlenen ve Almanya'da yaşayan H.D, 2013'te Almanya'da boşanma ile mal rejiminin tasfiyesi talepli dava açtı. Davanın sürmesi sırasında E.D, 2013'te Türkiye'de “evliliğin yok hükmünde olduğunun tespiti” için dava açtı.

H.D, süreç içerisinde E.D'nin Almanya'da evli ve çocuk sahibi olmasının sağladığı vergi ve sigorta avantajlarından yararlandığını, boşanma davası sürecinde mal paylaşımı aşamasına geçildiğinde davayı açtığını ve dürüstlük ilkelerine aykırı davrandığını ileri sürdü.

Davada, kişilerin yurt dışı çıkış kayıtları ile evlilik belgelerindeki imzalar üzerinde inceleme yapan mahkeme, evlilik belgesindeki imzanın E.D'ye ait olmadığına karar vererek, evliliğin yok hükmünde olduğuna hükmetti.

Alınan kararın kesinleşmesinin ardından H.D, hak ihlali iddiası ile AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vererek, ihlalin ortadan kaldırılması amacıyla karar örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetti.

GEREKÇE NE?

AYM'nin kararında, özel hayat ve aile hayatına saygı hakkının Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alındığı belirtildi. Bu düzenlemenin, “resmi makamların özel hayata ve aile hayatına müdahale edememesi” ile “kişinin ferdi ve aile hayatını kendi anlayışına göre düzenleyip yaşayabilmesi”ni içerdiği vurgulandı.

Aile hayatına saygı hakkına dair devletin bazı pozitif yükümlülükleri olduğu ifade edilen kararda, başvuru konusu durumda mahkemenin evlenme kütüğündeki imzanın bir tarafa ait olmadığına karar verdiği, ancak nikah sırasında bulunan tanıklar, düğün davetiyeleri ve fotoğraflar gibi unsurlar için bir değerlendirme yapılmadığına işaret edildi.

Tarafların evlenmeden sonra Almanya'ya gittikleri ve evliliklerinden 3 çocuklarının olduğu bildirilen kararda, evlilikle ilgili vergi muafiyetinden de yararlandıkları, yerel mahkemenin bu unsurları dikkate almaması nedeniyle “özen yükümlülüğünü yerine getirmediği” kaydedildi.

Mahkemenin kararı dolayısıyla “aile hayatına saygı hakkının korunması” bağlamında pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği belirtilirken, “Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.” ifadesine yer verildi.

reklam

YORUM YAP