MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti'yi Meclis'teki “Biji Serok Apo” sloganı üzerinden eleştirerek, Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in şehitler hakkındaki “Gencecik cesetler” ifadesine tepki göstermişti.
Bahçeli, hafta içindeki grup toplantısında çözüm sürecine dair, “Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın kimseye bir faydası olmaz.” şeklinde konuşmuştu.
MHP liderinin DEM'e yönelik ifadeleri ise şu şekildeydi:
Şehitlerimize “gencecik cesetler” demek, doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Çünkü şehitler ceset değildir; onlar bizim kahramanlarımız, manevi muhafızlarımızdır. Al-i İmran Suresi'nde belirtildiği gibi, “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler.” TBMM çatısı altında taşkın sloganlara yer yoktur. Her birimiz “Terörsüz Türkiye” hedefinin aksatılmaması için özen göstermeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Sorumsuz ve suçlayıcı bir üsluptan uzak durmalıyız.
Bilinmelidir ki her şey Türkiye içindir. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamak kimseye fayda sağlamayacaktır. Terörsüz Türkiye, Türk milletinin ortak dileğidir. Bu hedeften vazgeçenler tarihten, vicdandan ve siyasetten ağır sonuçlarla yüzleşeceklerdir. 27 Şubat İmralı açıklaması dışındaki hiçbir söz, tez ve değerlendirmenin hükmü yoktur. Kurucu önderin 27 Şubat açıklaması, bizim için esastır; o esas üzerinde yürüyen her insan akıllı insandır.”
DEM PARTİ'NİN TALEPLERİ AÇIKLANDI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, parti grubuna hitap ederek, “Hangisi abartılı, hangisi maksimalist?” diyerek partinin taleplerini detaylandırdı:
* 100 yıllık bir sorunun çözümünü tartışırken ürkek davranmamalıyız. Cesur olmalıyız, önyargılarımızdan sıyrılmalıyız. “Şu kişi ile görüşülsün, bu kişi ile görüşülmesin” gibi tabu yaratmamalıyız; komisyonun Sayın Öcalan ile görüşmesini bir tabu haline getirmemeliyiz.
* Demokrasiler, tabularla değil, demokratik müzakerelerle gelişir. Halk, Meclis'in sorunlara çözüm, yaralara merhem olmasını bekliyor; Meclis’ten, milletin iradesini yansıtan düzenlemeler bekleniyor.
* Gözler, Demirtaş, Yüksekdağ ve Kobani kumpas davasında yargılanan arkadaşların serbest bırakılması için gereken adımların atılmasını bekliyor. Bu Meclis’in üzerinde bir yılın değil, 100 yıllık geleceğin tarihi sorumluluğu var. Bu yılki Meclis, ilk Meclis kadar kritik bir öneme sahiptir.
* Bazı arkadaşlar “DEM Parti ne istiyor?” diye soruyor. DEM Parti, tüm Türkiye'nin sesi ve sözüdür. Herkese eşit bakan ve herkesi kapsayan anayasal bir yurttaşlık talep ediyoruz.
* Keyfi bir rejim istemiyoruz; hukukun üstünlüğünü talep ediyoruz. Kayyımların değil, iradenin esas alınması gerektiğini savunuyoruz.
* Söz, basın ve örgütlenmenin özgürce yaşadığı bir kamusal alan istiyoruz.
* Anadilde eğitim hakkını talep ediyoruz.
* Yerelden filizlenen kararlarla işleyen bir demokrasi hedefliyoruz.
* Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve infaz yasası gibi temel yasalarda acil revizyonlar yapılmasını istiyoruz.
* Hakikat, adalet ve onarım eksenli bir geçiş dönemi yasasıyla süreç başlayalım. Hasta ve siyasi tutsakların serbest bırakılması ve cezaevlerinin rahatlatılması gerektiğini düşünüyoruz.
* Siyasi sebeplerle sürgünde bulunan arkadaşlarımızın bir an önce kendi topraklarına dönmesini istiyoruz.
* Sıkça “DEM Parti hangi ittifakta olacak?” diye soruluyor. Cevabımız nettir: Demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten ve adaletten yana olan herkesle görüşürüz. Yönümüzü koltuklar değil, ilkeler belirler.
* Suriye Geçiş Hükümeti, Kürtlerin yapıcı ve pozitif yaklaşımına uygun bir pozisyonda olmalıdır. Şam yönetimi de bu yapıcı adımlara olumlu yanıt vermelidir.
* Ayrıca Türkiye, Kuzeydoğu Suriye Yönetimi ile doğrudan siyasi temaslar kurmalıdır. Geçici Şam Hükümeti ile görüşüldüğü gibi, Kuzeydoğu Suriye Özerk Yapısı ile de görüşmeler yapılmalı; Nusaybin Sınır Kapısı'nın açılması tarihi bir adım olur ve Türkiye’ye olan güveni artırır.
