Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Johann David Wadephul ile Ankara’da bir araya geldi. Bakanlar, ikili görüşmenin ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Görüşmede Gazze’de ateşkesin sağlanması, Rusya-Ukrayna Savaşı, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve bölgesel gelişmeler gibi konular ele alındı.
Fidan, “AB ülkeleri ile toplam ticaretimiz 220 milyar dolar. Türkiye'nin toplam ticaret hacminde önemli bir yer kaplamakta ve bu ticaret oldukça dengeli. Bu 220 milyar dolarlık ticaretin yaklaşık 50 milyar doları ise Almanya ile yapılmaktadır. Almanya, bizim en büyük ticaret ortaklarımızdan biri. İkili ticaret hacmimizi yakın bir gelecekte 60 milyar dolara çıkartabileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bazı Ülkelerin Ön Yargılı Tutumunu Bir Kenara Bırakmasını Bekliyoruz”
Bakan Fidan, Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi Toplantısı ile Enerji ve Madencilik Forumu'nun bu yıl Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşmesini planladıklarını açıkladı ve şunları kaydetti:
– “Yenilenebilir enerji, yapay zeka ve dijitalleşme gibi alanlardaki iş gücümüzü artırabileceğimizi düşünüyoruz. İkili ilişkilerimizde, Almanya'daki Türk toplumunu da dikkate almalıyız. Türk toplumunun Almanya'daki toplumsal, ekonomik ve kültürel katkıları her iki ülke için de gurur vericidir. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağıdır. Bu nedenle gümrük birliğinin güncellenmesine yönelik müzakerelere derhal başlanmalıdır.
– Bir diğer öncelikli konu, vize serbestisi diyaloğunun yeniden canlandırılmasıdır. Türkiye'nin yerine getirmesi gereken birkaç konu var. Bu konudaki ön görüşmelerimiz tamamlandı ve gerekli adımları atacağız. Ayrıca, Schengen vize başvuru süreçleri ile ilgili AB tarafından uygulanan kolaylaştırıcı önlemleri de değerlendiriyoruz. Ancak bu alandaki sorunlar tamamen çözülmüş değil. Türkiye-AB ilişkilerinde uzun vadeli stratejik bir bakış açısıyla hareket etmek her iki tarafın ortak çıkarları açısından önemlidir.
– AB'nin bazı ülkelerin siyasi hesapları çerçevesindeki ön yargılı tutumunu bir kenara bırakmasını bekliyoruz. Bu çerçevede, imkan ve kabiliyetlerimizin güçlü olduğu savunma sanayisi alanında kısıtlamaların değil, ortak projelerin gündemde olduğunu görüyoruz. Ülkemizin SAFE mekanizmasına etkin katılımı ve ortak projeler geliştirmesi de kritik bir önem taşımaktadır. AB ilişkileri ve ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldık. Bunların başında güncel olarak Gazze gelmektedir.
“Türkiye, Gazze’ye Nefes, Filistin’e Umut Olmaya Devam Edecek”
Bakan Fidan, Gazze'de tesis edilen ateşkesin hemen ardından yardım çalışmalarının hızlandığını belirterek şunları söyledi:
– “Türkiye, Gazze’ye nefes, Filistin’e umut olmaya devam edecek. Gazze’nin yeniden inşası için verilen destekler sürdürülmektedir. Gazze’de yükselecek her bina, insanlığın ortak vicdanını destekleyecektir. Henüz yolun çok başındayız. Nihai amacımız, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi ve tüm acılara rağmen barış ve refahın hâkim olacağı bir Orta Doğu’nun kurulmasıdır. İki taraf olarak, Gazze'deki ateşkesin devamlılığı ve insani yardımların kesintisiz ulaşmasını beklediğimizi vurguladık. Aynı zamanda iki devletli çözüm, bölgede kalıcı barış için hayati bir adımdır.
– Gazze'deki ateşkesin korunması gerektiği ve bu konuda atılacak adımların, uluslararası iş birliği ile gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Avrupa'nın ve özellikle Almanya'nın Filistin ve Gazze ile ilgili meselelerde atacağı her yapıcı adım büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye, sağlanan mutabakatın uygulanmasına yönelik üzerine düşeni yaptığı gibi, bundan sonra da fazlasıyla yapmaya hazırdır. Bu çerçevede bahsedilen 'görev gücü, barış kurulu veya uluslararası istikrar gücü' gibi konularda aktif olarak yer almayı taahhüt ediyoruz.”
“Çok Büyük Negatif Etkiler Altında Kaldık”
Fidan, görüşmelerde Suriye’deki durumu da değerlendirdiklerini belirterek, “Suriye Hükümeti’nin SDG ile yürüttüğü görüşmeleri yakından takip ediyoruz. Entegrasyonun ülkenin güvenliğine, halkın beklentilerine ve ekonomik kalkınmaya somut katkılar sunmasını bekliyoruz. Bu bağlamda, Suriye Hükümeti’nin ülkenin kuzeydoğusunda ve doğal kaynaklar üzerinde kontrol sağlamasına imkân tanınmalıdır” dedi.
Ukrayna'daki savaşı ve olası barış senaryolarını da ele aldıklarını ifade eden Fidan, “Nasıl bir ateşkesin sağlanabileceği ve tarafların beklentileri doğrultusunda çatışmanın sona erdirilmesine yönelik atılacak adımları değerlendirdik. Koalisyonun yürüttüğü çalışmaları da gündeme getirdik. Bu koalisyon, Ukrayna’nın uzun vadeli istikrarına nasıl katkı sağlayabilir, bunu inceledik. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması ve savaşın sona ermesi, Avrupa ve diğer bölgelerdeki çatışmaların yayılmasını önlemek açısından son derece önemlidir. Çünkü artık yalnızca iki taraf değil, bunun yanı sıra Avrupa ekonomisi, dünya ekonomisi ve bizler de başta enerji sorunu olmak üzere büyük olumsuz etkiler altındayız” şeklinde konuştu.
“Büyük Bir Görevle Karşı Karşıyayız”
Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Johann David Wadephul ise, “Almanya ve Türkiye arasında güçlü ve derin bir bağ bulunuyor. Ayrılmaz insani bağlarımız, çok değerli bir hazine. Bu, siyasi ilişkilerimizi yoğunlaştırmak için bize cesaret veriyor. Orta Doğu'da nihayet bir rahatlama sağlandı. Silahlar ve rehineler bırakıldı. Büyük bir görevle karşı karşıyayız. Bir ışık yaktık ve bu ışığın sürmesini istiyoruz ki Gazzeliler güven içerisinde yaşayabilsin. Bölgeye en kısa zamanda temel ihtiyaçlar ulaştırılmalıdır” dedi.
“Restorasyonla İlgili Atılacak Adımlar Var”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Fidan, İsrail tarafından bazı ifadeler duyduklarına işaret ederek, “Bu ifadeler endişe verici. Hamas'ın enkaz altında kalan cesetleri çıkarma noktasındaki yetersizliğini bahane gösterip ateşkesi bozup bozmayacağı konusundaki kaygılarımız var. Kalıcı barış için iki devletli çözüm hayata geçirilmelidir. Liderler Mısır'da sadece anlaşma imzalamadı, aynı zamanda bundan sonraki atılacak adımların neler olacağı konusunda önem taşıyan tartışmalarda buluştular. Önümüzde restorasyonla ilgili atılacak adımlar var. Umarız uluslararası toplum harekete geçer; öncelikle insani engellerin aşılması gerekmektedir. Salgın hastalık endişeleri, gıda ve ilaçların ulaşmadığına dair rahatsız edici raporlar mevcuttur” değerlendirmesini yaptı.
“Geçmişimizden Ders Çıkararak Yeni Bir Bakış Açısıyla Bütünleşme Sağlanmalı”
Bakan Fidan, AB tarafından da atılması gereken adımlara dikkat çekerek, şöyle konuştu:
– “Her iki tarafa da düşen sorumluluklar bulunmaktadır. Bugün yakın geçmişimizden ders çıkararak artık Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir bakış açısıyla bütünleşme sağlanmalıdır.
– Cumhurbaşkanımızın iradesi tamdır, hükümet olarak elimizden geleni yapma konusunda kararlıyız. AB'nin Türkiye'nin üyeliği ile ilgili çekinceleri olmadığını niyet bazında ifade etmesi gerekmektedir.”
