Kamuoyuna 'Yüzyılın Konut Projesi' olarak tanıtılan, 81 ilde gerçekleştirilecek 500 bin konutu kapsayan projede başvurular, 19 Aralık itibarıyla sona erdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre, 10 Kasım 2025 tarihinde başlayan süreçte toplam 8 milyon 840 bin başvuru alınırken, bu başvurulardan 5 milyon 242 bin adedi geçerli kabul edildi.
Projeye en fazla başvuru İstanbul, Ankara ve İzmir'den geldi. En çok başvuru yapılan özel kontenjan ise 1 milyon 326 bin adetle ‘Gençler' kategorisinde gerçekleşti.
İlk kuraların 29 Aralık'ta yapılacağı bildirildi.
Şimdi Ne Olacak?
Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Şimdi ne olacak?” sorusunu şu şekilde yanıtladı:
“Artık kura aşamasına gelmiş durumdayız. Hak sahipleri, 29 Aralık 2025 ile 27 Şubat 2026 tarihleri arasında noter huzurunda çekilecek kurayla belirlenecek.
Başvuru aşamasında yatırılan 5 bin TL'lik başvuru ücreti, kurada şansı bulanların ödeyeceği peşinattan düşülecek. Kurada şansı kalmayanlara ise bu ücret iade edilecek. Kurada hak kazananlar, sözleşmelerini imzaladıktan sonra ödemelerini, yüzde 10 peşinatın ardından 240 aya varan vadelerle yapacaklar.
6 bin 750 TL'den başlayan taksitler, her altı ayda bir memur maaş zammı oranında artırılacak. Konut teslimlerinin ise 2027 yılının Mart ayı itibarıyla başlaması bekleniyor.”
Kiralık Konut Arzı Artırılmalı
Proje çerçevesinde İstanbul'a ek olarak 15 bin adet kiralık konut inşa edileceği hatırlatılırken, bu durumun son yıllarda yaşanan kiralık konut piyasa sorunlarını düzenleyebilmek için önemli bir adım olduğu ifade edildi. Özelmacıklı, “Ancak bu alanı tam anlamıyla düzenleyebilmek için kiralık konut arzının ciddi bir şekilde artırılması gerekiyor” dedi.
Söz konusu modelin benzerlerinin başta Viyana olmak üzere yurt dışında sosyal konut projelerinde uygulandığını aktaran Özelmacıklı, şunları ifade etti:
“Bu modelde devlet, uygun konumlarda bulunan Hazine arazilerini belirli şartlarla müteahhit firmalara, duruma göre kat karşılığı, üst kullanım hakkı veya belirli sürelerle sembolik ücretle kiralama yoluyla tahsis ediyor.
İnşaat maliyeti için de devletin önemli sübvansiyonları mevcut. Ancak tek bir koşulu var: Bu konutlar kiralık olarak arz edilmek zorunda. Fiyatları çevre rayicinin belirli bir oranda altında olacak. Yaklaşık 20 yıl sonunda bu konutlar devlete devredilecek ve devlet, bu konutları kiralık sosyal konut olarak sunmaya devam edecek.
Bu bir çeşit ‘Yap-İşlet-Devret' modeli gibi düşünülebilir. Modelin Türkiye'de hayata geçirilmesinin konut krizinin çözümüne önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz.”
