

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Necmeddin Bilal Erdoğan, Kütahya'da Kadim Konağı'nda, Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) Genel Kurulu kapsamında düzenlenen “Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü” başlıklı panelde konuştu.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı olan Bilal Erdoğan, yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
– “Sivil toplumda taleplerin artması ve gönüllülük isteğinin çoğalması beklenir. 25 sene önce, ekonomik gelişmişlik açısından geride olduğumuz bir dönemde, herkes devlet yönetiminden beklentiler içindeydi. Her şeyin 'Devlet Baba' diyerek Demirel'den beklendiği gibi, her şey devletin yönetiminden bekleniyordu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, devletten beklenilen hizmetleri almak için önemli mesafeler katettik.
– Bugün ülkemizin ulaşım, eğitim ve sağlık altyapısı, Batı ülkeleriyle birçok alanda yarışacak seviyeye geldi. Bazı alanlarda biraz gerideyiz, bazı alanlarda daha ileri durumdayız. Cumhurbaşkanımız, siyasetin etkisini topluma gösterdi, birçok alanda ezber bozucu çıkışlar yaptı ve toplumu yönlendirdi.
Türkiye Solunu Bile Dönüştürdü
– Türkiye'deki İslamcı kesimden söz edersek, 'Tayyip Erdoğan, İslamcı kesimi nerelerden nerelere getirdi' diyebiliriz. Merkez sağ ile ilgili konuştuğumuzda ise, 'Tayyip Erdoğan, merkez sağı ve hatta Türkiye'deki solu bile dönüştürdü' ifadesini kullanabiliriz, farklı açılardan bakıldığında.
– Bu gelişmelere baktığımızda, elbette ki Cumhurbaşkanımızın kıymeti, değeri onun yokluğunda daha iyi anlaşılacak. Bu, “sünnetullah” mıdır, insanın 'zalim' ve 'cahil' olmasından mı kaynaklanır bilinmez ama böyle yaşanıyor. 'Ah Tayyip olsaydı, Erdoğan olsaydı bunlar çözülürdü' gibi yorumlar, büyük liderlerin ardından sıkça yaşanır.
Pidemiz, Lahmacunumuz, Kebaplarımız Var
Kültürel konularla ilgili görüşlerini de paylaşan Bilal Erdoğan, “Kültür ihyasından konuşurken Batı kültürünün ya da başka kültürlerin inkarını kastetmiyorum” dedi ve şunları ekledi:
“Ben 15 sene Batı'da yaşamış bir insanım. Batı kültürüne dair farklı görüşlerim var. Örneğin, yeme-içme sektöründe olduğum için 'hamburger yemeyin çocuklar' demiyorum, ama lahmacunu da unutmayın. Pidemiz, lahmacunumuz, kebaplarımız var. Her Türk çocuğunun kendi kültürünü, öğelerini ve estetik anlayışını bilerek yetişmesini sağlamalıyız. Toprağında kök salmadan başka yerlere uzanmaya çalışmak ise sağlıklı bir durum değil. Köksüzleşmek yerine, köklerimizden ilham alarak dallarımızı budamak önemli. Kültürümüzü korumak ve geçmişimizle sağlıklı ilişkiler kurmak çok değerlidir.”


