

Yeni yayımlanan Global Tipping Points (Küresel Taşma Noktaları) raporuna göre, Dünya ilk defa sera gazı kaynaklı “felaket eşiğini” geçti.
Bilim insanları, raporda sıcak su mercan resiflerinin artık uzun vadeli çöküş sürecine girdiğini ve bu durumun yüz milyonlarca insanın geçimini tehdit ettiğini belirtti.
Rapor, Amazon yağmur ormanlarının çöküşü, büyük okyanus akıntılarının durması ve buz tabakalarının erimesi gibi diğer kritik dönüm noktalarının da “eşikte” olduğunu vurguladı.
Bezos'un Katkılarıyla Hazırlandı
Uzmanlar, ekolojik eşiklerin artık gelecekteki riskler olmaktan çıktığını dile getiriyor.
Bu rapor, 23 ülkeden 160 bilim insanının katkısıyla Exeter Üniversitesi tarafından, Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'un finansmanı ile desteklenerek hazırlandı.
Mercanlar 'Geri Dönülemez Noktada'
Raporda, Dünya'daki ortalama sıcaklığın 1.2 derece artmasının ardından mercanların toplu bir çöküş sürecine girdiği bildirilmiş. Günümüzde küresel ısınma 1.4 derece seviyesine ulaşmış durumda.
Bilim insanlarına göre, 1.5 derece eşiği de aşılırsa tropik mercanlar “büyük ölçüde” varlığını sürdüremeyecek. Ayrıca, uzmanlar 1.5 derece eşiğinin önümüzdeki 10 yıl içinde aşılmasını bekliyor.
Ocak 2023'ten bu yana meydana gelen dördüncü ve en ağır küresel mercan beyazlatma olayı, 80'den fazla ülkede resiflerin yüzde 80'ini etkiledi. Bilim insanları bunu “keşfedilmemiş bölgeye” girdiğimizi işaret ediyor.
Bilim İnsanları Görüş Ayrılığına Düştü
Avustralya Queensland Üniversitesi'nden Prof. Peter Mumby, raporun “fazla karamsar” olduğunu belirterek bazı resif türlerinin 2 dereceye kadar dayanabileceğine dair kanıtların bulunduğunu ifade etti.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın Başbilim Danışmanı Dr. Mike Barrett ise raporun artık “zamanın tükendiğini” gösterdiğini söyledi.
Uluslararası Mercan Resifleri Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Tracy Ainsworth ise gelecekte resiflerin “dönüşümden geçeceğini” belirtti ve önemli olanın bu yeniden yapılanmada deniz yaşamını desteklemeye devam etmek olduğunu vurguladı.
Umut Kapısı da Açıldı
Rapordaki karamsar tabloya rağmen elektrikli araçların yaygınlaşması ve yenilenebilir enerji yatırımları gibi olumlu gelişmelere de değinildi.
Bu alanlardaki hızlı değişimlerin sera gazı emisyonlarını düşürmede zincirleme etkiler yaratabileceği vurgusu yapıldı.


