Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, tedavi görmekte olan önceki CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin’i Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde ziyaret etti.
Arınç, Çetin'i ziyaretinin ardından, Başkent Üniversitesi'nin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal ile çalışma ofisinde bir araya geldi:
“Haberal hocaya yapılan haksızlıkları düşündükçe, neredeyse ağlayacaktım. Ancak buna rağmen, hiçbir zaman ülkemizin aleyhine tek bir söz etmesine izin vermedi. Dünya Tıp Birliği Başkanlığı’nı yürütüyordu ve kongrenin 2010’da Türkiye’de gerçekleştirilmesini sağlamıştı. Bu süreci cezaevinden yönetti.”
Haberal hoca, 'Buraya konulacağımı rüyamda görsem inanmazdım ama buraya konuldum diye memleketime küs değilim. Ne mutlu bizlere ki ülkemiz var. Görevimiz, bu ülkeye sahip çıkmaktır' diyerek düşüncelerini paylaştı. İşte böyle bir bilim insanına bu tür haksızlıklar yapıldı.”
'ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMA GÖREVİ'
Haberal, Arınç’a teşekkür ederek, yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. “İyi ki bu ülkemiz var. Bu ülkeyi kuran Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve aziz şehitlerimize minnettarız. Bizlerin görevi, bu ülkeye sahip çıkmak ve eserler kazandırmaktır” diye konuştu.
MEHMET HABERAL'IN DURUMU
Arınç, Ergenekon soruşturmaları hakkında da, “Hatırladıkça neredeyse ağlayacaktım” ifadesini kullanarak hislerini dile getirdi.
Prof. Dr. Mehmet Haberal, yargı süreci nedeniyle 17 Nisan 2009 tarihinde tutuklandı; ama sağlık sorunları nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Bu durum, Türkiye’de hastane odasının bir cezaevi olarak kullanıldığına ışık tutmuştur.
Haberal’ın ifadesi, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde video konferans yöntemiyle alındı ve 11 Mart 2011'de Adli Tıp Kurumu raporu üzerine Silivri Cezaevi'ne getirilerek tutuldu.
Haziran 2011 seçimlerinde CHP tarafından Zonguldak Milletvekili olarak aday gösterildi ve yaklaşık iki yılını tutuklu olarak Silivri’de geçirdi. Toplamda 4 yıl 3 ay 18 gün tutuklu kaldı.
Mahkeme, 5 Ağustos 2013 tarihinde Haberal'ı terör örgütü yöneticiliği suçlamasından beraat ettirdi, ancak 'hükümetin görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti. Bu duruşmada, hapiste geçirdiği süre göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verildi. Tahliyesinin ardından Anadolu Ajansı'na demeç veren Haberal, “İlginize çok teşekkür ediyorum. Gönül isterdi ki, oradaki diğer arkadaşlarla beraber çıkalım, bu bayramı beraber yapalım. Benim için hüzünlü bir bayram bu. Dolayısıyla, temenni ederim ki ülkemiz bu sıkıntılı dönemden kısa zamanda çıksın. Çünkü hürriyet, dünyanın en güzel şeyidir, adalettir. Hürriyet ve adaletin olmadığı yerde mutluluk yoktur. Dolayısıyla hürriyetimize, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkalım. Ülkemize herkes sahip çıksın. Bu ülkeyi kuran Atatürk ve arkadaşlarına, aziz şehitlerimize saygılı olalım, onlara layık olalım. Bütün dileğimiz bu” şeklinde konuştu.
Haberal, 2 Ekim 2013 tarihinde Meclis’te yemin ederek milletvekili olarak görevine başladı. Anayasa Mahkemesi, seçildiği halde uzun süre tutuklu kalmasının ardından, 4 Aralık 2013 tarihinde 'seçilme hakkının ihlal edildiğine' dair bir karar verdi. Yüksek Mahkeme ayrıca 'uzun tutukluluk süresinden' dolayı bir ihlal kararı da verdi.
Hatırlatmak gerekirse; Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili olarak seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen ve vekilliği düşürülen Can Atalay ile ilgili son Anayasa Mahkemesi kararında da Haberal içtihadına atıfta bulunulmaktadır.
Ayrıca, Haberal’ın Ergenekon davasındaki mahkumiyeti, Yargıtay’ın 2016 yılında Ergenekon hakkında verdiği kararla bozulmuştur.
