DİLAN KUTLU / NEFES
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, atılmayan her adımın ve yaşanan gecikmelerin “Terörsüz Türkiye” süreci karşıtlarına cesaret verdiğini belirtti.
Hatimoğulları, “Sürecin ritmi düşerken, savaş yanlılarının özgüveni artmakta ve sistematik barış karşıtı sesler yükselmektedir. Meclis'te savaş naraları atanları dikkatle gözlemlemeliyiz. O Meclis kürsülerinde bağırtanlar, kendi kapalı dünyalarında yaşayan azınlıktır. Onlar, imtiyazlı hayatlarının sona ermemesi için Kürtlerle eşitlenmekten kaçınmakta. Bu tür provokasyonlara asla prim vermeyeceğiz. Nefretini tek sermaye olarak gören bu kesimin ırkçı hayalleri ile toplumun bölünmesine izin vermeyeceğiz.” dedi.
Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Hatimoğulları, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ı ziyaret ettiğini belirtirken, “Sağlıkları ve moral durumları oldukça iyi. Barışa olan umutları yüksektir. Onların selam ve sevgilerini sizlere ve tüm Türkiye halkına iletiyorum. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani Kumpas Davası'nda hapsedilen tüm arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.” dedi.
Aziz İhsan Aktaş iddianamesine de değinen Hatimoğulları, “Ekrem İmamoğlu ve tüm seçilmişlerin bu şekilde yargılanması kabul edilemez. Hemen serbest bırakılmalıdırlar.” ifadelerini kullandı.
Terörsüz Türkiye süreci için gerekli adımların atılmasının önemine dikkat çeken Hatimoğulları, “Yasal düzenlemeler uygulanmalıdır. Barış, yalnızca tek tarafın adımlarıyla sağlanamaz. Devlet ve iktidar somut adımlar atmalıdır.” şeklinde konuştu.
“ÜLKE Mİ BÖLÜNDÜ?”
Hatimoğulları, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Diyarbakır ziyareti ve Meclis'in resmi hesabından yapılan Kürtçe paylaşımları ise şöyle değerlendirdi:
– Meclisin resmi hesabı Kürtçe paylaşım yapınca Türkçe ya da başka dillere zarar mı geldi, ülke mi bölündü? Hayır. Ancak bir şeyi unuttum. Irkçılar, ırkçılıktan beslenenler, bu adımları istemez. Unutmayın, her atılmayan adım ve yaşanan gecikme, süreç karşıtlarını cesaretlendiriyor. Tüm tuşlara basılmışçasına barış karşıtı sesler yükseliyor. Bu tür sistematik provokasyonlara asla prim vermeyeceğiz.
IRAK–SURİYE TEZKERESİ
Meclise sunulan Irak-Suriye tezkeresi ile ilgili Hatimoğulları, “Tezkere anlayışı yalnızca güvensizliği artırır. Tezkere siyaseti, 27 Şubat ruhuna aykırıdır. Namlulardaki barış, gerçek bir özgürlükçülük ile mümkün olur. Parlamento, Irak-Suriye tezkeresini gündemine almamalıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğü düşünülüyorsa, müzakereleri Suriye’nin kendi dinamikleri ile silahlardan ve dış tehditlerden uzak bir biçimde yapması gerekmektedir. Barış sağlanırsa Türkiye’nin sınırları daha güvenli olur. Bu işler tezkerelerle olmamalıdır.” değerlendirmesini yaptı.
