reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 95.903,08 0.709
reklam

Dervişoğlu'ndan 'orta direkli' merkez sağ mesajı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Dervişoğlu'ndan 'orta direkli' merkez sağ mesajı
reklam

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Ankara İl Kongresi'nde bir araya geldi. Kongre'de yaptığı konuşmada, sosyal medya üzerinden Türkiye'de bir değerler çatışması yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Dervişoğlu, şu şekilde devam etti:

“Bu ülkenin milli, dini ve manevi değerleri, siyasi grupların ve partilerin tekelinde olamayacak kadar büyüktür. Bu değerler bizimdir, hepimizin. Ancak siyasetin farklı bir senaryosu var. Sosyal yaşamda kaos yaratmak amacıyla takip edilen birçok yol ve yöntem var. Hepimize ait olan bu değerlerin, kişilere veya siyasi kuruluşlara terk edilmesi için uzun süredir bir çaba gösteriliyor. Atatürk, cumhuriyetçilik, demokratlık ve laiklik bir tarafın malıymış gibi lanse ediliyor. Milliyetçiliği bir siyasi partinin sahiplenmeye çalışması gibi, dindarlığı ve manevi değerleri de sanki yalnızca onlara ait değilmiş gibi bazıları kendi hegemonyaları altında tutmaya çalışıyor. Bu oyunlara sosyal kutuplaşma zeminini oluşturmak için çaba sarf ediyorlar.”

“Atatürkçülük de bizimdir, dindarlık da bizimdir, milliyetçilik de bizimdir”

Dervişoğlu, İYİ Parti'nin hangi oyunları bozduğunu değerlendirdiğinde kimin çıkarlarına çomak soktuğunu da anladığını belirtti. “Milliyetçilik benimdir, dindarlık benimdir, Atatürkçülük, demokratlık, cumhuriyetçilik ve laiklik benimdir diyenlere İYİ Parti diyor ki, milletin değerlerini size vermem. Atatürkçülük de bizim, dindarlık da bizim, milliyetçilik de bizim. Cumhuriyet hepimizindir diyebilmek için kurulmuş bir siyasi partidir İYİ Parti. Yani birilerinin elinden bu millete karşı kullandıkları silahları alıyor İYİ Parti. Bu nedenle İYİ Parti'ye düşmanlık yapılması kadar doğal bir şey yok, çünkü birilerinin yarattığı fay hatlarında milletin egemenliğini tesis etme çabasıdır İYİ Parti'li olmayı başarmak.”

“Üniter devlet yapımıza karşı çıkanlara, karşı çıkarım”

Türkiye’nin pek çok sorunu olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, “Üniter yapımız tehdit altındadır. Milli kimliğimiz, kardeşliğimiz tehdit altındadır. Biz memleket meseleleriyle uğraşırken bazı insanlar; Abdullah Öcalan gibi bir caniyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getirmek için uğraşıyor. Devletle teröristi eşitleyemezsiniz diye haykırırken, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden komisyon tarafından atanmış bir heyeti İmralı'ya götürmek için çabalayanlar, onu baş müzakereci ilân edip devleti terörist ile eşitlemenin derdine düşmüşler. Buna karşı tek direnç gösteren yapı İYİ Parti. İYİ Parti’yi taşlıyorlar. Cumhuriyete karşı çıkana, karşı çıkarım. Atatürk ve değerlerine karşı çıkanlara, karşı çıkarım. Üniter devlet yapımıza karşı çıkanlara, karşı çıkarım. Milli kimliğimize karşı çıkanlara, karşı çıkarım. Cumhuriyetin değerlerine ve kazanımlarına karşı olanlara da karşı çıkarım” ifadelerini kullandı.

“9 bin terörist Türkiye'ye gelecekmiş”

Sürece yönelik eleştirilerde bulunan Dervişoğlu, İYİ Parti’ye verilen tepkilere değinerek, “'Terör örgütü kendini feshetti neden böyle diyorsunuz' diyenler oluyor. Etti mi? Yılan kabuk değiştirdi, bu beylerin haberi yok. 'Terör örgütü kendini feshetti' dedikleri kişiler bomba eğitimi yapmışlar. O sınavdan başarıyla geçenlere sertifika veriyorlar. 9 bin terörist Türkiye'ye gelecekmiş. Bunlardan bini Türkiye'den transit geçip başka ülkelere gidecekmiş. Geri kalan 8 bini için yasal düzenlemeler yapacaklarmış. 'Terörsüz Türkiye' konusunda hiçbir pazarlık yokmuş, fakat vazgeçilmez tek şart Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüymüş. Teröristleri serbest bırakacak, siyasete kazandırılacak, Abdullah Öcalan'ı serbest bırakacak, Abdullah Öcalan ile birlikte canileri Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getirip konuşturmaya kalkacaklar, TBMM'yi onun ayağına götürecekler ve daha sonra milletimize 'bu konuda pazarlık yok' diyecekler. Burada asıl pazarlığın kendisi yapılmakta” dedi.

“Cumhuriyet ve terör örgütünün eşitlenmesine karşıyız”

Dervişoğlu, “Terör örgütünün siyasi uzantısı bir partiden ‘Abdullah Öcalan'ın serbest kalması söz konusu olmadan ve yasal düzenlemeler yapılmadan bu sürecin devam etmesi mümkün değil' açıklamaları yapıldığını belirtti. Ayrıca PKK örgütünün mensubu teröristlerin süreçle alakalı olarak hangi şartlarla ilerleyeceğini, bunun da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne nasıl dayatılacağını ifade ettiklerini vurguladı. Ardından “İYİ Parti bu sürece neden karşı?” diye sorduklarını söyledi. Dervişoğlu, “İYİ Parti, terörsüz Türkiye'ye karşı değil. İYİ Parti, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile Abdullah Öcalan'ın kurucu önder ilan edildiği terör örgütünün eşitlenmesine karşıdır. Buna sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Ben diyorum ki artık vakit tamam sıra bize geldi”

İYİ Parti'nin iktidar olması için zamanın geldiğini ifade eden Dervişoğlu, “Değerli dava arkadaşlarım; sizleri mahçup etmemek için verdiğim çaba ve mücadeledir. Olur da yanlış bir şey söylersem, geçmişteki büyüklerimi mahcup ederim, ya da yanlış bir iş yaparsam gençlerin karşısında küçük düşer, yere bakarım. Bu nedenle istişareye önem veriyorum. Karşımdaki insanların görüş ve düşüncelerini dikkatlice değerlendirmeye önem veriyorum. Dava arkadaşlarımızın düşüncelerinin söylediklerimizde yansımasını sağlamak için çaba gösteriyorum. Bu nedenle son 19 aydır sizleri mahcup edecek bir yanlış kelam sarf etmedim. Kongreler her yerde rutin işlemlerdir. Siyasi partiler, kanuna göre 2 yıldan az, 3 yıldan fazla olmamak koşuluyla kongrelerini yapar. Kadrolarımızı tazeleriz, parti programımızı güçlendiririz. Bu kongreler içinde 'ben daha iyisini yapabilirim' türünde bir rekabeti beraberinde getirir. Kimse bundan rahatsız olmaz. Tüm adaylardan bu partide ne olduğunu gösterecek adımlar atmalarını istedim. Millet isterse bu partiyi alır, iktidara taşır” dedi.

“Türkiye perişan, bir avuç mutlu azınlık Türkiye'nin imkanlarını ve kaynaklarını sömürüyor”

Dervişoğlu, her akşam televizyonda verilen konut teslimlerine rağmen, deprem bölgelerinde sefaletin sürdüğünü belirtti. Emeklilerin zor durumda olduğunu, tencereleri kaynatamadığını ifade ederek, “Hala memlekette asgari ücret konuşuyoruz. Hesaplara göre kıyaslayacakları rakam 30 bin liranın altında. Oysa biz bir yıl önce önerdiğimiz asgari ücret, bugünkü enflasyona bakarak en az 45 bin lira olmalıydı. Türkiye perişan halde, bir avuç mutlu azınlık ülkenin imkanlarını ve kaynaklarını sömürüyor. Buna 'dur' diyebilme iradesini göstermeliyiz. Türkiye, askeri vesayetten kurtulmuştu, ancak hükümet yüzünden bir asgari vesayete mahkum bırakılmış durumda. Çözmemiz gereken sorun Türkiye'nin sorunudur. Türkiye’nin sorunlarını çözme iradesini gösterebilecek siyasi partiler iktidara talip olurlar. Kendi iç meseleleriyle uğraşan siyasi partilerin akıbeti değil, hedefleri konuşulmalıdır. Bu nedenle 'İYİ Parti içinde neler oluyor' tartışmaları maksatlıdır” dedi.

“Asgari ücret artık bir yaşam ücretine dönüşecek”

Dervişoğlu, parti içindeki meselelerden öte, ülke sorunlarına çözüm aradıklarını vurguladı ve “Bu sorunlar hangi kadrolarla çözülecek? Onunla meşgulüm. Türkiye’nin geleceğine kasteden tuzaklarla ilgileniyorum. 'İYİ Parti'nin içinde şu olacak, bu olacak' tartışmalarının içinde değilim. Millet bizi isterse iktidar yapar. Bu ülkenin Meclis’e taşıdığı bütçede 2,7 trilyon lira bütçe açığı var. Önümüzdeki yıl 2,7 trilyon lira faiz ödeyecek. 2028 yılına kadar kamu-özel iş birliği projeleri var, 'cebimizden bir kuruş çıkmayacak' dedikleri, bu projeler için yaklaşık 45 milyar dolar ödenecek. Bu memleketin fakiri, fukarası tenceresini kaynatmaya devam edecek. Asgari ücret artık bir yaşam ücretine dönüşecek. Bununla ilgilenmek zorundayız. Türkiye'yi bekleyen çevresel sorunlar var. Dünya yeniden şekilleniyor, yeni ticaret yolları kuruluyor. Kuraklık millete büyük bir bela getirecek ve iklim değişiklikleri yüzünden coğrafi göçlerle mücadele etmemiz gerekecek” diye ekledi.

“Türk siyasetinin merkezi çökmüştür, o merkezin yeniden inşa edilmesi gerekmektedir”

Dervişoğlu, Türkiye'de orta direk diye adlandırılan geniş kesimin yok olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Orta direği çökerttiler; artık ortada bir şey yok; ya çok zenginler var ya çok fakirler. Türkiye'de çökmüş bir orta direk var. Bu orta direğin sahibi kimdi? 'Orta direk' hukukun en geniş kesimidir. Sizlersiniz orta direk olarak. Kırmızı ışıkla geçmeyen, fatura ödemeden duramayan, devlete aidatını ertelemeyen, çocuğunun eğitim masraflarıyla ilgilenen sizlersiniz. Bir arabayı kendinize, iki arabayı devlete alan sizlersiniz. Aldığınız akaryakıtta ÖTV'yi, KDV'yi ödeyen sizlersiniz. Ve bunun karşılığında devletten hiçbir şey talep edemiyorsunuz. Mahkum kılınmışsınız. Bu orta direğin yok olma durumu, toplumun büyük kesimini siyaseten sahipsiz bırakmıştır. Türk siyasetinin merkezi çökmüştür ve bu merkezin yeniden inşa edilmesi gerekmektedir.”

reklam

YORUM YAP