Ekonominin Liderleri Belirsizlikler Arasında Buluşuyor

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası, dünya genelinde ekonomik büyümenin duraklama noktasına geldiği, ticari çatışmaların arttığı ve borç seviyelerinin tarihi seviyelere yükseldiği bir dönemde, karşı karşıya kalınan zorlukları yıllık toplantılarında ele alacak.

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ve “Bretton Woods ikizleri” olarak adlandırılan IMF ile Dünya Bankası'na ait genel merkezlerde düzenlenecek yıllık toplantılar, 190'dan fazla üye ülkeden maliye bakanları, merkez bankası başkanları, özel sektör temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerini bir araya getirecek.

Küresel ekonominin masaya yatırılacağı bu toplantılar, belirsizliklerin ve risklerin hâkim olduğu bir dönemde gerçekleştirilecek.

10 binden fazla katılımcı beklenen bu toplantılarda, ABD'nin korumacı ticaret politikalarının, küresel borç yükünün ve Bretton Woods kurumlarına yönelik reform taleplerinin tekrar ön planda olması öngörülüyor.

EKONOMİ ANALİZİ YAPILACAK

Toplantılarda, dünya ekonomisinin durumu, büyüme tahminleri, finansal istikrar ve yoksulluğun azaltılması gibi önemli konular üzerinde durulacak.

Yıllık toplantılar çerçevesinde Kalkınma Komitesi ile Uluslararası Para ve Finans Komitesi toplantılarının yanı sıra, bölgesel brifingler ve uluslararası kalkınma, küresel ekonomi ile finansal piyasalara odaklanan forumlar düzenlenecek.

Ayrıca, G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı da bu yıllık toplantılarla eş zamanlı olarak yapılacak.

Toplantılarda, küresel ekonomi ile ilgili analizlerin yer alacağı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu gibi, Küresel Finansal İstikrar ve Mali İzleme Raporları da açıklanacak.

IMF, temmuz ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, küresel ekonominin bu yıl yüzde 3, gelecek yıl ise yüzde 3,1 oranında büyümesini öngörmüştü.

BÜYÜMEDE YAVAŞLAMA BEKLENİYOR

IMF Başkanı Kristalina Georgieva, yıllık toplantılar öncesinde yaptığı açıklamalarda, küresel ekonomik büyümenin bu yıl ve gelecek yıl “hafif” bir şekilde yavaşlayacağı tahmininde bulunduklarını belirtti.

Belirsizliğin yeni norm olduğunu vurgulayan Georgieva, dünya ekonomisinin mevcut sorunlarla başa çıkmanın zorluğuna dikkat çekti. “Tüm işaretler, çok sayıda şoktan etkilenmiş bir dünya ekonomisinin genel dayanıklılığını gösteriyor.” şeklinde değerlendirmenin altını çizdi.

Küresel ekonominin dayanıklılığının henüz tam olarak test edilmediğini ifade eden Georgieva, bu konuda endişe verici işaretlerin olduğunu da vurguladı.

Tarifelerin etkisinin henüz tam olarak ortaya çıkmadığını aktaran Georgieva, politika yapıcıların ticareti “büyümenin motoru” olarak koruma çağrısında bulundu.

TARİFELERİN ETKİLERİ GÖRÜŞÜLECEK

Artan tarifelere ve devam eden belirsizliklere rağmen, küresel ekonominin, özellikle ABD ekonomisinin ikinci çeyrekten bu yana dirençli bir görünüm sergilediği ifade ediliyor.

Ancak bu dayanıklılığın uzun sürmeyebileceği ve tarifelerin tüketici fiyatlarını artırarak enflasyonu tetikleyebileceği endişeleri dile getiriliyor.

Toplantılarda, ABD'deki kısa vadeli stagflasyon olasılığı artırabilecek risklerin yanı sıra artan tarifelerin olası gecikmeli etkilerinin de analiz edilmesi bekleniyor.

Yıllık toplantılar başlamadan önce ABD ile Çin arasında yeniden alevlenen ticaret gerilimlerinin de gündeme geleceği öngörülüyor.

REFORM TALEPLERİ ÖNE ÇIKIYOR

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, IMF ve Dünya Bankası’nın iklim değişikliği ve cinsiyet eşitliği gibi konulara fazla odaklandığını eleştiriyor ve bu kurumları “temel görevlerine” dönmeye davet ediyor.

Yıllık toplantılarda bu konulara verilen önemin azaldığı gözlemleniyor. Ayrıca Dünya Bankası, ABD yönetiminin Çin'e yönelik kredileri sınırlama baskısıyla da karşı karşıya bulunuyor.

Bu kurumlara yönelik reform taleplerinin ışığında, Ekim ayı başında IMF'de birinci başkan yardımcılığına getirilen Daniel Katz’ın yeni rolünün nasıl şekilleneceği merak ediliyor. Katz daha önce ABD Hazine Bakanı Scott Bessent'in Özel Kalemi olarak görev yapmış ve ABD'nin IMF ile Dünya Bankası'ndaki Çin etkisini sınırlamasını savunmuştu.