Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 41. İSEDAK Toplantısı'nın açılışında önemli açıklamalarda bulundu.
14 yıllık Suriye iç savaşına dikkat çeken Erdoğan, “Allah'a şükürler olsun ki, nihayet zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu. 14 yıl boyunca Suriye'yi kan gölüne çeviren zulüm, 8 Aralık Devrimi ile sona erdi ve Suriye, Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara'nın kararlı liderliğinde yeniden toparlanma sürecine girmiştir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Suriye'nin uzun bir aradan sonra İSEDAK Bakanlar Toplantısı'nda yeniden temsil edilmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Türkiye'nin ulaştırma, eğitim, güvenlik, ticaret, sağlık ve sosyal hizmetler gibi birçok alanda Suriye halkına desteğini sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, “Ülkenin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, tüm Suriyeli kardeşlerimizin kalıcı refaha ulaşması açısından, Teşkilatımızın ve İslam dünyasının desteği son derece önemlidir. Suriye'nin bölge ekonomileriyle entegrasyonu, hem Suriye'ye hem de bölgeye somut katkılarda bulunacaktır” dedi.
Entegrasyonun en kritik ayağını oluşturan ulaştırma projelerine odaklanmanın hayati öneme sahip olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
– “Suriye'de ekonomik kalkınmanın önünde ciddi engel teşkil eden yaptırımlar, bizim çabalarımız sayesinde yavaş yavaş kaldırılıyor. Artık özel sektörün yatırımlarını Suriye topraklarına yönlendirmesini teşvik ediyoruz. Komşumuz Suriye'nin bir an önce ayağa kalkması ve eski günlerine kavuşması bizim temel önceliğimizdir. Bu amaçla, İSEDAK gerçekleştirimi altında bugün Suriye'ye özel bir destek programı başlatıyoruz. Beşeri ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine katkı sağlayacak bu program ile eğitim, uzman değişimi, ihtiyaç analizi ve fizibilite çalışmaları gibi alanlarda Suriye'ye projeler sunacağız. Üye ülkelerimizin bu programın uygulanmasına çok değerli katkılar vereceğine inanıyorum.”
Sudan'daki Katliam: Buna Sessiz Kalamayız
Erdoğan, Sudan'da 29 aydır süregelen çatışmalar hakkında da konuştu ve şu ifadeleri kullandı:
– “Son günlerde El Faşir'de sivil halka yönelik katliamların kabul edilemeyecek bir durum olduğunu, göğsünde taş değil kalp taşıyan hiç kimsenin buna sessiz kalamayacağını belirtmek istiyorum. Sudan'da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk kesinlikle İslam alemine aittir. Müslümanlar olarak başkalarından yardım beklemek yerine sorunlarımızı kendimiz çözmeliyiz. Sudan'ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını korumalıyız. Bu zor günlerinde Sudan halkının yanında olmamız, insani yardım ve kalkınma desteklerimizi sürdürmemiz büyük önem taşımaktadır. Teşkilata üye tüm ülkelerin, kardeşlik hukuku çerçevesinde, Sudan'ın barış, huzur ve güven iklimine kavuşması için gereken desteği sağlayacağına yürekten inanıyorum.”
