Fed’in Faiz İndirimi Kararı Tartışmalara Sebep Oldu

ABD Merkez Bankası (Fed) içindeki faiz indirimi kararı, önemli tartışmalara neden oldu. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan ve Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid, bu hafta alınan faiz indiriminin gereksiz olduğunu belirterek karara açıkça muhalefet etti.

Fed’in politika belirleme komitesi, çarşamba günü gösterge faiz oranını yüzde 3,75–4,00 aralığına çekme kararı almıştı. Bu karar, 10'a 2 oyla kabul edildi.

“Aralıkta Yeni Bir İndirim Desteklemiyorum”

Dallas Fed Başkanı Logan, Dallas’ta düzenlenen bir bankacılık konferansında yaptığı açıklamada, “Bu hafta yapılan faiz indiriminin gerekli olmadığını düşünüyorum. Enflasyon beklenenden daha hızlı düşmüyor veya iş gücü piyasası belirgin şekilde soğumuyorsa, Aralık ayında yeni bir indirim kararı almayı desteklemeyeceğim” dedi.
Logan, Fed’in iki hedefinin altında kalan enflasyonun hâlâ yüksek olduğunu ve düşüş hızının yetersiz olduğunu vurguladı. Ayrıca iş gücü piyasasındaki risklerin izlenebilir seviyede olduğunu ifade etti.

“Ekonomi Hâlâ Güçlü, İndirim İle Etkisi Sınırlı”

Karara itiraz eden diğer bir isim olan Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid, yayımladığı yazılı açıklamada iş gücü piyasasının genel olarak dengede olduğunu belirtti.

Schmid, “Zayıflığın nedeninin muhtemelen teknoloji ve demografideki yapısal değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Bu durum, talep kaynaklı bir sorun değildir,” ifadelerini kullandı.

“Politika faizinde 25 baz puanlık bir indirimin iş gücü üzerindeki etkisi sınırlı olur,” diyen Schmid, böyle bir adımın “enflasyon hedefi konusundaki kararlılığa gölge düşürebileceği” uyarısında bulundu.

Piyasalar Aralık’taki Adım Hakkında Emin Değil

Fed Başkanı Jerome Powell, bu haftaki faiz indiriminin ardından yaptığı açıklamada Aralık ayında yeni bir indirim için “henüz kesin bir karar olmadığını” vurgulamıştı.

Piyasalar, Powell’ın bu açıklamalarının ardından Aralık ayında yeni bir faiz indirim beklentisini azaltırken, yine de yüzde 66 ihtimalle 25 baz puanlık bir indirim öngörüyor.

Logan ise hükümetin kapanması ve resmi verilerin gecikmesine rağmen, “ekonominin genel görünümüne hâlâ net bir şekilde hâkim olduklarını” belirtti.