

Soykırımın patlak vermesiyle birlikte 34 yaşındaki Vehibe Şabbet, oğlu Mahmud'un akıbetini kaybetti ve onun ölüler arasında mı yoksa İsrail'in esaretinde mi olduğunu kestiremedi.
Yüreği yanık anne, iki yıl boyunca “Mahmud nerede? Ne oldu?” sorusuyla, tüm tehlikelere rağmen kapı kapı dolaşarak çare aradı.
Şabbet, “Savaş süresince onun hayatta olduğuna dair umudumuz hep vardı. Sürekli 'Onu gören oldu mu? Onun hakkında bir haber alan var mıydı?' diye sorup araştırıyorduk,” dedi.
Filistinli anne, saldırılar devam ederken, ölüleri taşıyan ambulansları gördüğünde peşlerinden koştuğunu ve ulaştığında bu cesetlerin kime ait olduğunu öğrenmek için yalvardığını anlattı.
Şabbet, sürekli dualarında “Mahmud yaralıysa Rabbim ona şifa versin, eserse özgür olsun ve eğer şehit olduysa cesedine ulaşayım” dileğinde bulunduğunu belirtti.
Hapishanede Olduğunu Öğrendi
Ateşkesten sonra serbest bırakılan esirler ve İsrail'den getirilen kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri arasında oğlunu aramaya devam etti.
Şabbet, “İki yıl boyunca oğlumu hayatta bulma umuduyla yaşadım. Bir kez onun İsrail hapishanelerinde olduğunu öğrendim. Ateşkeste serbest kalanlar arasında bulamadım ve hayal kırıklığına uğradım,” şeklinde konuştu.
Cenazalar Arasında Buldu
İsrail'in teslim ettiği cenazalar arasında 25 numaralı fotoğrafa baktığında oğlunu tanıdığına dikkat çeken acılı anne, şöyle açıkladı:
“Mahmud'un yüz hatları donmuş ve işkence nedeniyle tahrip olmuştu; gözleri kapalı, elleri ve ayakları bağlıydı, vücudunda birçok yara ve morluk vardı.”
Şabbet, oğlunu sağ kulağının arkasındaki ameliyat izinden tanıyabildiğini vurguladı ve Mahmud'un bedeninde işkenceye dair izlerin belirgin olduğunu belirtti.
Ağır İşkence İzleri
Oğlunu bulduğunda tarifsiz bir acı ve dehşet yaşayan anne, gözyaşlarını tutamayarak, “Yüzünde kırıklar, çenesinde ve yanağında çatlaklar vardı. Kaburgaları kırılmış, kaşından kan sızmış, baş parmağı kesilmiş, elleri hâlâ bağlıydı, ayakları zincirlerle yaralanmıştı. Boynunda ip vardı, muhtemelen idam edilmişti,” diyerek oğluna yapılan işkenceleri dile getirdi.
İsrail'in Filistinli esirleri öldürdükten sonra çıplak olarak geri gönderdiğini söyleyen Şabbet, “Filistinli esirler çıplak ve işkence görmüş bir halde geri gelirken, İsrailli esirler ailelerine en iyi kıyafetlerle ve onurlu bir şekilde dönüyor,” şeklinde konuştu.
270 Cenaze 8 Aşamada Teslim Edildi
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Şehit Cenazeleri Dairesi Başkanı Ahmed Zuheyr, Mahmud'un naaşına ilişkin, “Şiddetli bir şekilde donmuştu, çömelme pozisyonundaydı. Gözleri sıkıca kapalı, elleri ve ayakları arkaya bağlıydı, boynunda geniş bir ip vardı,” ifadelerini kullandı.
Zuheyr, İsrail'in teslim ettiği 270 cenazenin 8 aşamada Gazze'ye getirildiğini ve ilk iki gruptaki cenazelerin çoğunun çıplak olduğunu, yalnızca cinsel bölgelerini örten küçük bir parça kumaş bulunduğunu huzurlarına getirdi.
Bazı cenazelerde eller ve ayak bileklerinde bağlar, gözlerde sıkı bir şekilde bağlanmış bantlar ve boyunlarında ipler olduğuna dikkat çeken Zuheyr, bu kişilerin işkenceyle öldüğünün açıkça görüldüğünü belirtti.


