reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 94.335,85 -5.601
reklam

Gümüşhane'de hurda musluklardan üretilen el yapımı ziller Avrupa’da çalıyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Gümüşhane'de hurda musluklardan üretilen el yapımı ziller Avrupa’da çalıyor
reklam

Cami Yanı Mahallesi'nde yıllardır süren bu özel zanaat, geri dönüşümün en sanatsal örneklerinden birini ortaya koyuyor. Hurdacılardan toplanan eski musluklar, bataryalar ve pirinç içeren diğer atık metaller yüksek sıcaklıkta eritilerek sıvı haline getiriliyor. Ustalar, Harşit Çayı'nın yatağından topladıkları özel kumu kullanarak zillerin kalıplarını büyük bir titizlikle hazırlıyor. Eritilen sıcak metal, ustaların ayaklarıyla çiğneyerek sıkılaştırdıkları bu kum kalıplara dökülerek zilin ilk hali oluşturuluyor.

Bu zanaatın özelliğini artıran en önemli aşama “akort” olarak bilinen ses ayarlamasıdır. Her bir zil, istenen net ve yankılı sesi vermesi amacıyla ustalar tarafından özel tekniklerle ayarlanıyor. Geleneksel olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvanların boynuna takılan bu ziller, son yıllarda otantik bir dekorasyon objesi olarak da büyük ilgi görüyor.

Kürtün'de kuşaktan kuşağa aktarılan bu zanaat mahalle sakinlerinin önemli geçim kaynaklarından biri olmaya devam ederken, üretilen ziller Türkiye'nin farklı illerine gönderilmesinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde de ilgiyle karşılanıyor.

Zil yapımı

KÜRTÜN'DEN DÜNYAYA YAYILAN MELODİ

Ustaların geri dönüşüm malzemelerinden meydana getirdiği bu sanat eserleri, hem sürdürülebilir bir üretim modeli sunmakta hem de bölgenin kültürel mirasını geleceğe taşımaktadır.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine aday gösterilebilecek bu zanaatla Kürtün'de yapılan ziller, atık metalin nasıl değerli bir melodiye dönüşebileceğinin en etkileyici kanıtı olarak çınlamaya devam ediyor.

Geleneksel zil üretimi yapan 35 yıllık usta Salim Düzgün (53), “Bu sanat bir baba mesleği. 35 senedir yapıyorum. Eski hurda muslukları eritip zillere dönüştürüyoruz. Bu sanatı babamı izleyerek öğrendim. Alıştığım için bana artık zor gelmiyor. Önce kalıp yapıyoruz, sonra metalleri eritip kalıba döküyoruz. Bu süreç tamamıyla ince işçilik gerektiriyor. Yaptığımız zilleri Türkiye'nin her yerine gönderiyoruz. Yurtdışına da gönderiyoruz” şeklinde konuştu.

23 YAŞINDA USTA OLDU

Ailesiyle birlikte zil ustalığı yapan 23 yaşındaki Emre Düzgün, lise eğitimini tamamladıktan sonra babası ve amcasıyla bu işle ilgilenmeye başladığını belirtti. Emre, “Burada bir iki yıl kurs gördüm. Babam ve amcamdan öğrendim. Sosyal medya üzerinden satış yapmaya başladık. Önceden araçla gezip satmak zorundaydık. Şimdi internet üzerinden satış daha kolay. Şu an müşteri durumumuz oldukça iyi. Abim ve amcamla birlikte aileden toplam dört kişi çalışıyoruz. Bu mesleği devam ettireceğim. Benim her zaman ticarete bir hevesim vardı” dedi.

Zil ustası Emre Düzgün

“SESİNİN İNCE AYARINI MÜŞTERİ İSTEĞİNE GÖRE YAPIYORUZ”

Eski muslukların zile dönüşme sürecini açıklayan Düzgün, şu ifadeleri kullandı:

“Bu muslukları Trabzon'dan alıyoruz. Parça halinde ısıtıp kırıyoruz. Ardından toprak demir potasına koyarak, 1000 derecelik ocakta kaynatıyoruz. Kumdan yaptığımız kalıplarımıza modellerimizi diziyoruz. 40 modelimiz var ve her biri için ayrı kalıplara sahibiz. Metallerin ayarını yapıyoruz. İstenildiğinde bakır veya çinko ekliyoruz. Daha sonra aktarma işlemini yaparak modelimizi bu şekilde dönüşüme uğratıyoruz. Ardından tornada parlatıyoruz. Ötmesini sağlayan bir toka ekiyoruz. Ses ayarını ise müşteri isteğine göre yapıyoruz.”

“BULGARİSTAN'DAN DUYULMUŞ ORAYA DA GÖNDERİYORUZ”

Ürettikleri zillerin genellikle Türkiye ve yurt dışına satıldığını belirten Düzgün, “Büyük esnaflara sıkça veriyoruz. Bazen çobanlar ve hayvancılıkla uğraşanlara perakende de satıyoruz. Müşteri isteğine göre ince veya kalın ses yapıyoruz. Bulgaristan ve diğer bazı Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Başlangıçta yalnızca Türkiye'de satış yapıyordum. 20-23 santimlik zilleri dökmeye başladıktan sonra Bulgaristan'da tanındık. Oraya gidenler genellikle 3-4 kiloluk zilleri tercih ediyor. Bunlar genelde deveye takılıyor ya da dekoratif amaçla kullanılıyor. Farklı boyutları olan bu zillerin her birinin kullanım alanı değişiyor. Tamamen bir zevk meselesi. Bazı kişiler bunları oltada kullanıyor, bazıları hayvanda ya da evde kapı zili olarak tercih ediyor.” dedi.

Genç usta Emre Düzgün, dede mesleğini sürdürmeye kararlı olduğunu belirterek, “Babamlar dedemden öğrenmiş. Ben de babamla amcamdan öğrendim. Bu işi devralmayı planlıyorum. Devam ediyorum ve Allah'a şükür işimizden memnunuz. Zor bir meslek ama her insanın yapabileceği bir iş değil” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP