8 Eylül tarihinde, polis müdahalesi eşliğinde o zamanlar CHP İstanbul İl Başkanlığı olarak kullanılan binaya giren Gürsel Tekin, bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından CHP İstanbul İl Yönetimi'ne görevlendirilen Tekin, süreci en açık şekilde yürütmeye özen gösterdiklerini belirtti.
Tekin, İstanbul İl Kongresi ve delegelerle ilgili çeşitli iddialarla ilgili olarak, “Sonuçta yargı, 15 ay sonra bir karar alıyor. Dava açan CHP'li arkadaşlarımızdan 46 kişi dava açmış. Bunların tamamı CHP üyeleri ve delegeleri, hatta bir kısmı değişimci. Yani, Sayın Özgür Özel ve Sayın Özgür Çelik'e oy veren arkadaşlarımız. Sonuçta bir tedbir kararı geliyor. Geçici kurul ihtiyaçları olduğunda ‘Taraflar arasında tarafsız olabilecek bir kurul listesi getirin.’ demişler. Arkadaşlarımız da bizim partili kimliğimize güvendikleri için isimlerimizi verdiler” şeklinde konuştu.
Listedeki iki kişinin psikolojik baskıya dayanamadığını belirten Tekin, böylece üç kişi kaldıklarını ve “Acaba bıraksak mı?” düşüncesinin zihninde belirdiğini ifade etti. “Bıraktığımızda ne olur? diye düşündüğümüzde, 'Baroya geçer.' dediler. Bu durumda bizlerin bırakma şansının kalmadığını anladık” dedi.
Tekin, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın yönetiminde çift başlılık olmadığını savunarak, “Karar defteri kimde? Karar defterini biz kimden alıyoruz? Seçim kurulundan alıyoruz. O zaman bu çift başlılık nerede? Yani sonuçta hani bir deyim var ya 'Mühür kimdeyse Süleyman odur.' Şu anda bizim derdimiz burada bu makamı işgal etmek değil” diye ekledi.
