Eylül ayında Esenyurt’ta gerçekleşen bir saldırıda yaşamını yitiren gazeteci Hakan Tosun'un dostları ve arkadaşları, DEM Parti Milletvekili İbrahim Akın ile Metin Göktepe'nin ablası Meryem Göktepe'nin katılımıyla Güzelyurt Metrobüs Durağı'ndan Tosun'un hayatını kaybettiği sokağa doğru sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün sonunda grup, Tosun’un hayatını kaybettiği noktada karanfil bıraktı.
“HAKAN TOSUN'UN ÖLÜMÜ YALNIZCA BİR BİREYSEL KAYIP DEĞİL”
Yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan yürüyüş sonrasında bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı okuyan Göksen Ezeltürk, sözlerinde şu ifadeleri kullandı:
– “Hakan, gerçeğin izinde ilerleyen biriydi. Hakan Tosun’u unutmayacak ve unutturmaya çalışacağız. Türkiye'de suç, kara para aklama, çete ve sermaye artık birbirinden bağımsız kavramlar değil, birbirini besleyen bir yapı haline gelmiş durumda. Devletin denetim gücünü kaybettiği, adaletin siyasileşip, yasaların şirket çıkarlarını halkın önüne koyduğu bir dönemden geçiyoruz. İktidarın meşrulaştırdığı bu düzen, doğayı, kentleri ve insan yaşamını sermayenin hizmetine sunarken, gerçeği savunanları da hedef alıyor.
– Hakan Tosun, bu düzene ve yerleştirilmeye çalışılan sessizliğe karşı mücadele edenlerden biriydi. Kamerasını ve kalemini doğa, emeği ve insan onurunu savunmak için bir araç olarak gördü. Uzun yıllar boyunca Validebağ'dan Kaz Dağları'na, Akbelen'den İkizdere'ye, Kalamış Marina'dan Samandağ'a kadar birçok direnişi belgeledi. Doğayı savunanların sesi, kent hakkı mücadelesinin bellekleri arasında yer aldı. O, yaşamı boyunca daha yaşanabilir bir dünya ideali için tanıklık eden değil, tanımlayan biriydi. Bugün onu anarken biliyoruz ki Hakan Tosun’un ölümü yalnızca bireysel bir kayıp değil, adaletin, güvenliğin ve toplumsal vicdanın çalındığının bir göstergesi.
“TÜM ADALETSİZLİKLERİN GÖRMEZDEN GELİNMESİNE İZİN VERMEYE CEZBETMEYECEĞİZ”
– Sokaklar çeteleşmiş ve denetimsiz bir düzene terk edilmiş durumda. Hak savunucuları, gazeteciler ve vatandaşların yaşamları karanlık güçlerin insafına bırakılmış. Hakan Tosun’un katledilmesi sonrasında başlatılan soruşturmada maalesef kamuoyunun aklındaki sorular yanıt bulamadı. Tersine bazı kişilerin korunduğu izlenimi güçlendi. Bu durum, soruşturmanın titizlikle yürütülmediğine dair kaygıları artırmakta. Cinayetin üzerindeki sis perdesi kaldırılmadıkça gerçeğe ulaşmak mümkün olmayacak ve adalet duygusu tekrar inşa edilemeyecek.
– Türkiye’de sermaye, mafya ve iktidar ile çıkar çevreleri, kentleri ve doğal yaşam alanlarını saran bir ağ oluşturmuş durumda. Ancak bu ağın karşısında yaşamı ve gerçeği savunan bir dayanışma bulunmaktadır. Hakan Tosun, bu dayanışmanın cesaretli temsilcilerinden biriydi. Gerçeğin peşinden koşarak halkın hafızasına ışık tuttu. Biliyoruz ki bu ülkede hakikati savunmak zor bir iş. Ancak her seferinde yeniden toplanmak ve dayanışmak mümkün. Bu inancı daima koruyacağız.
– Her cinayeti hatırlatacağız. Tüm adaletsizliklerin görmezden gelinmesine izin vermeyecek ve Hakan’ın yanındaki takipçi olacağız. Hakan Tosun hayattan alındı. Fakat onun direnci, sözü ve mirası bizlerde yaşamaya devam edecek. Adalet sağlanıncaya ve gerçek ortaya çıkıncaya kadar karanlıkta soracak ve dayanışmayla, cesaretle birlikte sormaya devam edeceğiz: Hakan Tosun'a ne oldu?”
