Hamas'ın eski Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar'ın Özel Kalem Müdürü ve Siyasi Büro Üyesi Dr. Kemal Ebu Avn, İsrail'in Filistinli esirlerin organlarını aldıktan sonra öldürdüğünü, teslim edilen cesetlerde yapılan tıbbi incelemelerin bu durumu doğruladığını ifade etti.
Ebu Avn, İstanbul'daki Filistin İletişimciler ve Medya Derneği (FİMED) bünyesinde AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Hamas'ın Gazze'deki direnişine dair değerlendirmelerde bulunan Ebu Avn, “İsrail'in teknoloji ve askerî gücü ne kadar gelişmiş olursa olsun, Amerikalılar ve İngilizler de onları desteklese, Gazze ve direnişçiler için bir ilahi korumanın olduğuna inanıyorum. Bu durum, direnişin planlama gücünün olmadığı anlamına gelmiyor. Direnişin güçlü bir güvenlik yapısına sahip olduğunu söylemek mümkün. Buna rağmen İsrailliler, cesetlerin bulunduğu bölgeleri kontrol etmelerine ve bu yerlerde cesetlerin mevcut olduğunu bilmelerine rağmen birini bile çıkaramamışlardır.” dedi.
Gazze'de Hamas'ın gelişmiş bir teknolojiye sahip olmasına rağmen İsrail'i geride bıraktığını belirten Ebu Avn, “Gazze bu savaşta gerçek bir müttefik bulamadı. Ne teknolojik, ne askeri ne de güvenlik açısından destek sağlayacak kimse mevcut. Ancak biz, Allah'ın bizi koruduğuna inanıyoruz.” şeklinde konuştu.
Ebu Avn, İsrail'in ateşkes anlaşması çerçevesinde teslim ettiği Filistinli naaşlardan bazı organların çalındığına dikkat çekti.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Ebu Avn, bu konuyla ilgili olarak şu şekilde devam etti:
“İsrail tarafından teslim edilen binlerce cesetten bazıları üzerinde yapılan incelemelerde, böbreklerinin alındığı tespit edildi. Bazı cesetlerin korneaları ve çeşitli organlarının çıkarıldığı ortaya çıktı. Bir ölüden böbrek almak mümkün değildir, bunlar canlı olmalıdır.” dedi.
Ebu Avn, “İsrail, Filistinli esirlerin organlarını aldıktan sonra onları öldürmektedir. Gazze'de yapılan tıbbi incelemeler bu durumu doğrulamaktadır.” ifadesinde bulundu.
İsrail ordusu, devam eden soykırım politikasıyla geçen 2 yıl boyunca Gazze'de çok sayıda Filistinli'yi alıkoymuş durumda. Askeri kamplarda tutulan Filistinlilerin yerleri, isimleri ve sayıları belirsizliğini korurken, akıbetleriyle ilgili bilgiler bilinmemektedir.
Serbest bırakılan Filistinliler ise İsrail kamplarında maruz kaldıkları işkence ve insanlık dışı muameleyi sıklıkla dile getirmiştir.
