İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Avrupa Birliği (AB) temsilcisi Claudio Francavilla, AB'nin Gazze'deki ateşkes sonrasında İsrail'e yönelik potansiyel yaptırım planlarını geri çekme olasılığı hakkında açıklamalarda bulundu. Francavilla, AB'nin kararını işgal, abluka ve insan hakları ihlallerinin sürdüğünü dikkate alarak vermesi gerektiğini vurguladı.
İlk olarak AB'nin yaptırımları yalnızca “soykırımın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra ve 20 bin çocuğun hayatını kaybetmesi ile Gazze'de devam eden savaş suçları sonucunda” gündeme aldığını belirtirken, bunu “dehşet verici” olarak tanımladı.
Francavilla, “Gazze'de çok kırılgan bir ateşkesin ortasında, İsrail'in AB büyükelçisinden ve İsrail hükümetine yakın bazı AB ülkelerinden yaptırımlardan vazgeçilmesi için artan çağrılar dehşet verici” yorumunu yaptı.
Bu tedbirlerin hâlâ “öneri” aşamasında olduğunu ifade eden Francavilla, “(ABD Başkanı Donald) Trump'ın önerdiği sözde barış planına müdahale etmemek amacıyla kabul edilmediklerinin” altını çizdi.
AB'nin bu durumu, güvenilirliğine yönelik birçok darbeden biri olarak nitelendiren Francavilla, bunun Filistinlilerin hak ve adalet umutlarına da olumsuz etki yapacağını belirtti.
AB-İsrail işbirliğinin askıya alınması önerisinin yalnızca Gazze'deki durumu değil, işgal altındaki tüm Filistin topraklarında gerçekleşen ihlalleri de kapsadığını vurguladı. “Ateşkes olsun ya da olmasın, işgal, apartheid, İsrail'deki gözaltı merkezlerinde işkenceler ve zorla yerinden etme uygulamaları devam ediyor. AB, eylemlerini sadece Gazze'deki barış görüşmeleri ile ilişkilendirmemeli, aynı zamanda İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği korkunç ihlalleri de dikkate almalıdır” dedi.
Francavilla, “Filistinlilerin, özellikle son iki yıl içinde yaşananların unutulmasını beklemek, insanlıktan çıkmalarını istemek demektir.” diyerek, “Filistinlilerin, en iyi senaryo olarak 6 Ekim 2023 gibi bir duruma geri dönmeyi kabul etmelerini istemek kabul edilemez” ifadesini kullandı.
Francavilla, “İsrail tarafından Gazze'de gerçekleştirilen ve işgal altındaki tüm Filistin topraklarında devam eden ihlallerin cezasız kalması, bu ihlallerin sürmesine ve tekrarlanmasına yol açacaktır” dedi.
İşgal altındaki bölgelerdeki yasa dışı yerleşimlerle yapılan ticaret konusuna da dikkat çeken Francavilla, “Bu durum, iki devletli çözüm ile doğrudan ilişkilidir” şeklinde konuştu.
Francavilla, “AB üyesi ülkelerin yerleşimleri yasa dışı olarak nitelendirdiğini ve bunları barışa engel olarak gördüğünü belirtmelerine rağmen, uluslararası hukuku ihlal ederek bu yerleşimlerle ticareti sürdürmelerinin çelişkili bir durum olduğunu” ifade etti.
10 Eylül'de Yaptırım Önerileri Gündeme Gelmişti
AB Komisyonu, İsrail'in Gazze'deki eylemleri sonucunda neredeyse 2 yıl süren sessizliğini bozarak 10 Eylül'de üye ülkelere yaptırım önerilerini açıklamıştı.
Öneriler, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması çerçevesinde İsrail ile malların serbest dolaşımının askıya alınarak gümrük vergileri getirilmesi ve işgal altındaki Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler ile onların şiddet eylemlerinden sorumlu tutulan iki bakan, Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich hakkında kısıtlamaları içermektedir.
Teklifin kabul edilmesi için AB üyelerinin nitelikli çoğunluğuna ihtiyaç vardır.
