

Serbest Veteriner Hekimler Derneği ve Kadıköy Sokak Hayvanları Forumu, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın “İlaç Takip Sistemi” kapsamında yaptığı yeni düzenlemelere ilişkin İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü önünde basın toplantısı düzenledi. Açıklamada, yapılan düzenlemelerin sokakta yaşayan hayvanların veteriner muayenehanelerinde, poliklinik ve hayvan hastanelerinde muayene, tedavi ve aşı olma süreçlerini, hayvanı getiren kişinin kimlik bilgilerinin sisteme kayıt edilmesi şartına bağlayarak fiilen zorlaştırdığı belirtildi. “Bu şart, sokakta yaşayan hayvanların tedaviye erişimini daraltacak; 1 Ocak 2026 itibarıyla sahada yaşanacak olumsuz sorunları büyütecek ve tedavi hakkının engellenmesine yol açacaktır” denildi.
Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
“Hayvanların yaşam hakkını zorlaştıran yeni kararlar ve uygulamalar sürekli olarak gündeme geliyor.”
“Bugün burada Tarım ve Orman Bakanlığı’na sesimizi iletmek, net bir duruş sergilemek için toplandık: Tedavi haktır ve engellenemez. Son dönemlerde, sokakta yaşayan hayvanlara yönelik şiddet ve kötü muameleyle ilgili aktarımlar artış gösteriyor. Medyada yer alanlar bile endişe verici. Biz, saha çalışanları ve yaşam hakkı savunucuları olarak, yaşananların genellikle görünenden daha da ağır olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda, hayvanların yaşam hakkını tehlikeye atan yeni kararlar ve uygulamalar artıyor. 'Barınak' ya da 'doğal yaşam merkezi' adı altında hayvanların uzun süre kapatılması, yuvalandırma süreçlerinin bürokrasiyle engellenmesi, beslemeye yönelik kısıtlamalar ve tedaviyi zorlaştıran adımlar sorunu çözmek yerine daha da büyütüyor.”
'TEDAVİYE ERİŞİMİ DARALTACAK'
Sokakta yaşayan hayvanların tedaviye ulaşmalarını zorlaştıran ve veteriner hekimlerin uygulamalarını kısıtlayan her durum, hayvanların yaşam hakkını ihlal etmekte ve toplumsal sağlığı riske atmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın İlaç Takip Sistemi'nde yaptığı yeni düzenleme ile sokakta yaşayan hayvanların muayene, tedavi ve aşılaması; hayvanı getiren kişinin kimlik bilgilerinin sisteme kaydedilmesine bağlı hale getirilmiştir. Bu şart, sokakta yaşayan hayvanların tedaviye erişimini daraltacak ve 1 Ocak 2026 itibarıyla oluşacak olumsuz durumu büyütecektir.
“Unutulmamalıdır ki, tedavi sadece 'bir canın iyileşmesi' demek değildir. Tedavi; kuduz riskinin kontrolü, paraziter hastalıkların önlenmesi, zoonotik hastalıkların yayılmasının engellenmesi ve çevre sağlığının korunması anlamına gelir” ifadelerine yer verilerek devam edildi:
“Sahipsiz olarak adlandırdığınız hayvanların kliniklerde tedavi edilmesini zorlaştırmak; aşılama ve parazit kontrolünü aksatır, bulaşıcı hastalık riskini artırır…”
“Tedaviyi engellediğinizde hastalıklar yayılır, bulaş riskleri artar ve kontrol kaybolur. Bu bedeli herkes öder. Bu nedenle sokakta yaşayan hayvanların kliniklerde tedavi edilmesini zorlaştırmak, aşılama ve parazit mücadelesini eksik bırakarak bulaşıcı hastalık riskini artırır ve sahadaki kontrolü zayıflatır. Sorunun kaynağı sokakta yaşayan hayvanlar değil; bilimi hiçe sayan, hukuku göz ardı eden ve koruyucu hekimliği etkisiz hale getiren yaklaşımlardır. Unutmayın; doğa intikam almaz ama müdahalelere cevap verir. Bu cevap bazen salgınla, bazen krizle gelir ve bazen de geri dönülmez kayıplarla kendini gösterir. Bizim talebimiz basit ve meşrudur: Hayatı koruyan bir yasayı ve yaşamın doğal akışına uygun mevzuatları tüm canlılar hak etmektedir.”
“Toplama–tecrit–cezalandırma” yerine kısırlaştırma, aşılama, yerinde yaşam ve koruyucu hekimlik ekseninde sorumluluk alınmalıdır.
Açıklamada belirtilen talepler ise şu şekildedir:
- Sokakta yaşayan hayvanların veteriner kliniklerinde muayene ve tedaviye erişimi engellenemez.
- Acil durumlarda tedaviye erişimi zorlaştıran bürokratik süreçler kaldırılmalı; acil müdahaleler her durumda güvence altına alınmalıdır.
- Sokakta yaşayan hayvanların tedavisi, aşılama ve parazit mücadelesi için işleyen, pratik ve sahaya uygun bir sistem oluşturulmalı; yük sahada hizmet veren veteriner hekimlerin üzerine yıkılmamalıdır.
- Belediyeler ve ilgili kurumlar, 'toplama–tecrit–cezalandırma' anlayışı yerine kısırlaştırma, aşılama, yerinde yaşam ve koruyucu hekimlik ilkeleri doğrultusunda sorumluluk almalıdır.
- Veteriner hekimliği inisiyatifi göz ardı edilmemeli ve yaşamı savunan meslek grubu baskı altında bırakılmamalıdır.
- Sokakta yaşayan hayvanların ihtiyaçlarını karşılayan vatandaşlar sistem tarafından cezalandırılmamalıdır.
- Hayvanların yuvalanması teşvik edilmeli ve kolaylaştırılmalıdır.
Yaşam hakkı savunucuları, yaşatmaktan vazgeçmeyecek. Bugün buradan haykırıyoruz: Tedaviyi engelleyen her adım, halk sağlığını tehdit eder. Kim ne derse desin, veteriner hekimler tedavi etmekten, avukatlar hukuku korumaktan, yaşam hakkı savunucuları ise yaşatmaktan asla vazgeçmeyecek. Bu yanlış uygulamaların geri çekilmesi, tedavi hakkının güvence altına alınması ve katliam yasasının ortadan kaldırılması için mücadelemiz sürecektir.


