Pakistan’da bir mahkeme, eski Başbakan İmran Han'ı görevde bulunduğu dönemde yolsuzluk suçundan 17 yıl hapis cezasına mahkûm etti.
Dawn gazetesinin haberine göre, karar, Han'ın başbakanlığı döneminde devlet hazinesine ait değerli hediyeleri usulsüz olarak düşük bedelle gösterip edinmesi sebebiyle alındı.
Davaya bakan Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi Yargıcı Şahrukh Arjumand, Han hakkında öngörülen en yüksek cezayı uyguladı. Aynı davadan dolayı Han'ın eşi Buşra Bibi de benzer bir hapis cezasına çarptırıldı.
Altıncı Mahkûmiyet
Eski kriket yıldızı olan İmran Han, Nisan 2022'de parlamento oylamasıyla görevden alınmasından bu yana altıncı kez hüküm giymiş oldu. Han, yolsuzluk, yetkiyi kötüye kullanma ve şiddeti kışkırtma gibi birçok suçlamayla karşı karşıya. Han, tüm suçlamaların siyasi saiklerle yapıldığını iddia ediyor.
Bazı Cezalar Bozuldu, Davalar Sürüyor
Son bir yıl içerisinde üst mahkemeler, Han hakkındaki en az üç mahkûmiyet kararını bozdu. Bu kararlar arasında İslami evlilik kurallarını ihlal ettiği ve başbakanlığı döneminde bir devlet sırrını ifşa ettiği iddiaları da bulunuyor. Bir başka hapis cezası ise üst mahkeme tarafından askıya alındı.
Buna rağmen Han, Mayıs 2023'te tutuklanmasının ardından destekçilerinin şiddet olaylarına karıştığı ve kamu binalarına saldırdığı iddiaları da dahil olmak üzere birçok davada hâlâ yargılanmayı bekliyor.
Seçim Başarısı, Hükümet Kurulamadı
İmran Han cezaevinde olmasına rağmen, kendisine bağlı siyasetçiler geçen yıl yapılan genel seçimlerde Ulusal Meclis'te en fazla sandalyeyi kazanmayı başardı. Ancak Han’ın liderliğini yaptığı Pakistan Adalet Hareketi Partisi (PTI), rakip partilerin koalisyon kurması sonucunda hükümeti oluşturamadı. Koalisyonun başbakanı ise Şahbaz Şerif oldu.
Devam Eden 14 Yıllık Ceza
Han, başbakanlığı döneminde İngiltere Ulusal Suç Ajansı tarafından Pakistan’a iade edilen 190 milyon sterlinlik fon karşılığında bir iş insanından usulsüz şekilde arazi aldığı gerekçesiyle verilen 14 yıllık hapis cezasını çekiyor.
Han’ın 2022’de iktidardan uzaklaştırılması, destekçileri tarafından ülkenin güçlü ordusuyla yaşadığı anlaşmazlık sonucunda gerçekleştiği düşünülüyor. Pakistan ordusu, 1947’deki bağımsızlıktan bu yana ülkeyi zaman zaman doğrudan yönetmiş ve sivil hükümetler döneminde bile dış politika, iç siyaset ve ekonomi gibi alanlarda etkili olmaya devam etmiştir.
