İngiltere Sağlık Bakanı Wes Streeting, ülkedeki sağlık kurumlarında çalışan sağlık personelinin, 1970 ve 1980'lerde yaşananlara benzer şekilde artan bir ırkçılığa hedef olmaya başladığını açıkladı.
The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, Streeting, İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri'nde (NHS) özellikle acil servislerde çalışan personelin, ten renkleri nedeniyle sık sık sözlü ve fiziksel saldırılara uğradığını dile getirdi.
Streeting, “Irkçı olmak sosyal olarak kabul edilebilir hale geldi” ifadesini kullanarak, tedavi için bekleyen bazı kişilerin ırkçı, sözlü ve fiziksel saldırılara başvurduğunu vurguladı.
Artan grip ve Covid-19 vakalarının yanı sıra doktor grevlerinin başlamasıyla sağlık hizmetlerinde yoğunluk ve gecikmelerin artacağına dikkat çeken Streeting, “Uzun bekleme sürelerinin sinir bozucu olduğunu biliyorum. Bir yerden bir yere gönderilmenin yaşandığını kabul ediyorum. Ancak bunlardan hiçbiri, çalışanları hedef almanızı haklı göstermez” dedi.
Irkçı söylemlerdeki artışın son derece şaşırtıcı olduğunu belirten Streeting, “1970 ve 1980'lerde görülen türdeki ırkçı saldırılarda bir artış, bu ülkede bir şekilde kabul edilebilir olmuştur. Bu durum NHS çalışanlarını olumsuz etkiliyor” diye belirtti.
Streeting, artan ırkçılık nedeniyle isim vermeden bazı siyasileri eleştirerek, “Bir hasta, İşçi Partisi'nden bir milletvekilinin doktor kızının beyaz bir doktordan tedavi almak istediğini ifade etti. Kız, beyaz tenli bir Asyalı doktordu. O doktor ise meslektaşlarına, 'Tedavi etmeyeceğim. Ya biz bu işi üstleniriz ya da üstlenmeyiz. Ancak kimseye ırkçılık yapılamaz' dedi. Bu oldukça doğru bir söylemdi.” şeklinde konuştu.
NHS'nin ırkçılığa karşı sıfır tolerans politikasına dikkat çeken Streeting, “Ücretsiz sağlık hizmeti alıyor olmanız, belirli bir personele herhangi bir nedenle saldırabileceğiniz anlamına gelmez. Irkçılığa karşı durmalı, onu tekrar kutusuna kapatmalı ve bu toplumda ırkçılığın kabul edilemez olduğu iklimi yeniden oluşturmalıyız.” dedi.
