6 Şubat depremlerinde Adıyaman'daki Grand İsias Oteli'nin çökmesi sonucu, KKTC'li öğrenciler ve tur rehberleri dahil olmak üzere 72 kişi hayatını kaybetti, 10 kişi yaralandı.
1993 yılında otelin ilk yapı ruhsatını onaylayan dönemin Adıyaman Belediyesi İmar Müdürü Yusuf Gül, 2001 yılındaki ikinci yapı ruhsatında imzası bulunan İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Yapı Kontrol Birimi'nde çalışan işçi Abdurrahman Karaaslan ve Ruhsat Büro'daki teknisyen Fazlı Karakuş hakkında “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla dava açılmıştır.
Duruşmaya KKTC Başbakanı Üstel de Katıldı
Davanın üçüncü duruşması, Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirildi. Duruşmaya, depremin ardından yakınlarını yitiren mağdurlar, tutuksuz yargılanan kamu görevlileri ve taraf avukatları katıldı. Duruşmayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel de izledi.
“Sanıklar Tutuklansın” Talebi
Oğlunu kaybeden Mustafa Kalaycı, “Çocuklarımız enkaz altında kaldı, adalet de enkaz altında kalmasın” ifadelerini kullandı. Kızını kaybeden Enver Karakaya da, “Bugün mahkemeden ellerini kollarını sallayarak çıkmamalılar” dedi. Otelin enkazında kızı Ecem ve eşi Bedriye'yi kaybeden Can Ahmet Yeniçeri, “Kamu görevlilerinden şikayetçiyim. Adaletin tecelli etmesini istiyorum. Tutuklanmalarını ve olası kastla yargılanmalarını talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Müşteki avukatları, bilirkişi raporunda çelişkilerin bulunduğunu belirterek yeni bir bilirkişi heyeti tarafından rapor hazırlanmasını talep etti. Ayrıca, kamu görevlilerinin tutuklanmasını istedi.
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında yeni bilirkişi raporu talebinde bulunmadıklarını kaydetti.
“Görev Sürem Bittikten Sonra Otele Dönüştürdüler”
Otelin 1993 yılındaki ilk yapım ruhsatına onay veren İmar Müdürü Yusuf Gül, savunmasında bilirkişi raporunu duruşmada öğrendiğini belirterek rapora katıldığını ifade etti. Gül, bina ruhsatına onay verdiğini ancak görev süresinin bitmesinin ardından yapının otele dönüştürüldüğünü savundu.
Dönemin Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu belirterek, “Bilirkişi raporu, savunmalarımız alınmadan hazırlandı. Değerlendirmelerine katılmıyorum” dedi. Balcı ayrıca 2006 yılında binada birçok tadilat yapıldığını ve kaçak kat eklendiğini ifade etti.
Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, bilirkişi raporuna itiraz etti. Binanın üç aşamada inşa edildiğini vurgulayan Bulut, ilk aşama 1993 yılında yapıldığında görevde olmadığını belirtti.
Yapı Kontrol Birimi'nde çalışan Abdurrahman Karaaslan, bilirkişi raporunu okuduğunu belirterek kararın içeriği hakkında bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını söyledi.
Ruhsat Büro'da görevli teknisyen Fazlı Karakuş ise “Ben yapı kullanım formunu doldurup yetkiliye teslim ettim, imzam bunları teyit eder” dedi.
Mehmet Salih Alkayış, bilirkişi raporuna katılmadığını ifade ederek yazılı görüş bildireceğini belirtti.
Duruşma 19 Ocak'a Ertelendi
Cumhuriyet savcısı, adli kontrol tedbirlerinin devamını talep ederken, tutuklama talebinin reddedilmesini istedi.
Mahkeme, sanıkların tutuklanma talebini reddederek adli kontrollerinin devamına ve bilirkişi raporuna itirazlar için bir aylık süre verilmesine karar verdi. Duruşma 19 Ocak 2026'ya ertelendi.
“Sanıkların Tutuklanma Talepleri Reddi”
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ve aileler duruşma sonrasında basın açıklaması yaptı. Esendağlı, bu duruşmanın önemli olduğunu vurgulayarak, bilirkişi raporunun iddianameye somut deliller eklediğini belirtti.
Öte yandan, mahkeme sanıkların tutuklanma taleplerini, kaçma ve delilleri karartma şüphesi olmaması gerekçesiyle reddetti ve adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi.
“Sanıklar Yüzleri Gülerek Mahkemeden Ayrıldılar”
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, duruşmada yaşanan gelişmeleri eleştirerek, “Bu kadar delilin ışığında sanıklar kendilerini mahkeme salonundan gülerek ayrıldılar” dedi.
“Yeter Artık, Doğru Kararlar Verin”
Karakaya, savcıların adalet sağlamada yetersiz kaldığın vurguladı ve hapiste çürümeleri gerektiğini dile getirdi. “Hepimizin içindeki acı ve öfke hiçe sayılıyor” diye ekledi.
Son olarak, aileler mücadelenin devam edeceğini ve duruşmaların izlenmeye devam edeceğini belirtti.
