MAHİR BAĞIŞ / NEFES
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığından korkmadıklarını ifade ederek, “Korksak Erdoğan’ı seçime davet etmeyiz. Biz Erdoğan’a hep söylüyoruz, mahdumsa mahdum (erkek evlat), damatsa damat, bakansa bakan, kendiyse kendisi bir an önce seçim sandığını getirsin, kararı millet versin” şeklinde konuştu.
Özgür Özel, Ankara Temsilcimiz Deniz Zeyrek, Temsilci Yardımcımız Tarık Işık ve muhabirimiz Mahir Bağış ile gerçekleştirdiği toplantıda, Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran’a yönelik yürütülen soruşturmadan, erken seçime ve 2026 yılıyla ilgili öngörülerine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. Özel, “2026 yılında erken seçim bekliyor musunuz?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
YILDIRMA PLANI VAR
* Yapılan basit bir değerlendirme ile 2026 yılında erken seçimden kaçacaklarına, 2027’de ise -belki seçim yapmayı düşündükleri zaman- bir seçim ekonomisi uygulamak için o döneme yönelik bir plan içinde olabilecekleri ifade edilebilir. Erdoğan’ın muhalefet partilerini etkisiz hale getirerek, hapiste tutarak ve kapatma davalarıyla yıldırarak onları yarışamaz duruma getirme planları içinde olduğu görülüyor.
2026 DAHA KOLAY GEÇMEZ
* 2025 oldukça zor bir yıl geçti ancak bu yılın daha kolay geçeceğini düşünmüyoruz. 2026 yılında seçimin kaçınılmaz olacağını, bu kötü yönetilen ve sıkıntılarla dolu ülkede görebiliyorum, ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öyle bir yapı ki ya 360 milletvekili bulacaksınız ya Tayyip Erdoğan’ı ikna edeceksiniz.
* Şu anda AK Parti ile seçim konuşan sadece iki parti var. Bunlardan biri biziz, diğeri ise Yeniden Refah Partisi. Biz “Kasım ayında seçim” dedik, AK Parti o seçimden kaçtı. Şimdi Yeniden Refah Partisi’nin önerdiği ve bizim de “Karar alınmak koşuluyla destek veririz” dediğimiz mart ve nisan ayları gibi bir erken seçim talebi söz konusu.
* Erdoğan cesareti gösterecekse, bunu 2.5 yıl sonrasına bırakmamalı. Bu martta bir cesaret göstersin, görelim. Onların hesapları şu: “Bizim milletimiz unutur; açlığı, yoksulluğu, işsizlik sorununu unutur. 2027’nin sonunda bir seçim ekonomisi uygularız” düşüncesindeler. Erdoğan’ın adaylığından korkmuyoruz. Korksak Erdoğan’ı seçime davet etmeyiz.
‘Jandarmayla kulübü basmak düşmancadır’
CHP lideri Özgür Özel, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’a yönelik yapılan operasyona tepki göstererek, “Fenerbahçe kulübündeyken jandarmayla kulübün basılması ve jandarmanın alıp götürmesi kötü niyet ve düşmancadır” dedi. Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
* Test sonucuyla ilgili tam bir gizlilik olması gerekirken, kişisel verilerin korunması açısından Sadettin Saran’ın test bilgilerinin aniden ve koordineli bir şekilde bütün basına servis edilmesi dikkat çekici. Sosyal medyadaki hesaplardan bir anda paylaşılıyor. Burada bir hazırlığın ve etik dışı bir algı yönetiminin olduğu açık. Bu durumu kim kontrol ediyor? Jandarmayla kulübün basılması ve başkanının alıkonulması, açıkça kötü niyet ve düşmanca bir tutumdur. Bu başka niyetler olduğunu akla getiriyor.
* Yurt dışındayken gelen bir kişiyi telefonla çağırıp, ifadesini alabilirsiniz. Avukatlarıyla birlikte görüşebilirsiniz. Gerekli adımları atarsınız, ancak 1907 yılında kurulmuş bir kulübün kapısına jandarmayı dayamak, başkanını almak nedir?
* Adalet Bakanlığı’nın bu duruma bir son vermesi gerekiyor. Bu itibar ve haysiyet suikastine son vermeye hep birlikte talep etmeliyiz. 20 kişiyi alıp götürüyorlar, saç tellerini toplayıp yolluyorlar. 15 gün boyunca medya ve sosyal medya bu durumu tartışıyor. Sonrasında ise sadece üç ya da dört kişinin testi pozitif çıkıyor. Diğer 16’sına ne olduğu, onların ailesinin durumu ne?
İktidar partisinin hala 3 kişiden 1’inin oyunu alabilmesine özeleştirel bakıyoruz
Özel, “Ekonomik durum düşünüldüğünde AKP’nin hala yüzde 30’lara yakın oy almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
* Yıldan yıla takip ettiğimiz tüm anketlerde AK Parti’nin oy oranı yüzde 28.5-29, CHP’nin ise yüzde 33.5 seviyelerinde sabit kalıyor. Kararsız oylar dağıtıldığında, her iki partinin de oyları birkaç puan yukarı çıkıyor. Aramızdaki fark ise 5.5-6 puana ulaşıyor. Bu, AK Parti’nin yenilmez bir parti olmadığını göstermek açısından önemli bir durum.
* Ancak kendi iç tartışmalarımızın odak noktası, ekonomik koşullar bu kadar kötüleşmişken, bu kadar çürümüşlük ve yozlaşmanın ortasında, AK Parti’nin hala üç kişiden birinin oyunu alabiliyor olmasına karşı özeleştirel bir bakış açımız var.
* 23 yıllık bir iktidarın ardından insanların kopması için birçok gerekçe bulunmaktadır. Ayrıca yüksek bir kararsız seçmen kitlesi mevcut. Ülkeyi yönetmeye hazır kadrolarımız ve programımız ile bunu göstermek zorundayız.
