reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 96.333,23 -0.937
reklam

Son Tarih Yaklaşıyor: '10 Milyon İnsan Risk Altında'

Yayınlanma Tarihi : Google News
Son Tarih Yaklaşıyor: '10 Milyon İnsan Risk Altında'
reklam

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a yanıtlaması için TBMM Başkanlığına önerge sundu.

Bulut, sağlık hakkının doğuştan gelen temel bir insan hakkı olduğunu ve bunun yalnızca bireysel bir talep değil, devletin bütün vatandaşlarına karşı anayasal bir yükümlülük olduğunu vurguladı.

Anayasa'nın devlete, herkesin sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerinden eşit biçimde yararlanmasını sağlama görevini açıkça belirttiğini hatırlatan Bulut, şu şekilde devam etti:

'TEHLİKE ALTINDA OLAN YAKLAŞIK 10 MİLYON VATANDAŞ'

“Bugün gelinen aşamada, bu en temel hak ciddi tehdit altındadır. 18 yaşını doldurup eğitimine devam etmeyen veya sigortalı bir işte çalışmayan yaklaşık 10 milyon vatandaş, zorunluluk esasına dayanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamındaki aylık 780 TL, yıllık 9.360 TL’lik prim borçlarını ödeyemedikleri için yıl sonunda sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmıştır.

31 Aralık 2025 tarihi itibarıyla prim borcunu ödeyemeyen ya da prim borcu bulunan kişiler, hem kendileri hem de bakmakla yükümlü oldukları bireyler için devletin sunduğu sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaklardır.

İşsiz kalan yurttaşlar, eğitimini tamamlayıp iş bulamayan gençler, ekonomik sıkıntılar nedeniyle iş yerlerini kapatmak zorunda kalan ya da BAĞ-KUR ödemelerini yapamayan esnaf, üretim maliyetleri ile boğuşan çiftçiler, ev içi emeği ile geçimini sağlayan kadınlar ve bakmakla yükümlü oldukları aile bireyleri bu durumdan doğrudan etkilenenler olacaktır.

'ANAYASA İHLALİ SÖZ KONUSU'

Bu durum, bireylerin yanı sıra toplumun genel sağlığının da ciddi tehditler altında olduğu anlamına gelmektedir. Sağlık hizmetine erişimin kısıtlanması; kronik hastalığı bulunan milyonlarca yurttaşın tedaviye devam edememesi, çocukların aşı ve koruyucu sağlık hizmetlerinden mahrum kalması, kadınların doğum öncesi ve sonrası sağlık hizmetlerine ulaşamaması gibi ciddi sonuçlar doğuracaktır.

Devletin görevi, sağlık hizmetlerini piyasalaştırmak değil, her vatandaşa eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir hizmet sunmaktır.

Ekonomik zorluklar nedeniyle prim borcunu ödeyemeyen yurttaşların sağlık hakkını elinden almak, sosyal devlet ilkesinin ve Anayasa’nın açık hükümlerinin ihlalidir. Sağlık hakkı pazarlık konusu edilmemeli ve gelir durumuna ya da prim borcuna bağlı olmamalıdır.

Herkesin sağlık hizmetine erişimi, devletin asli bir görevidir. Bu nedenle, bir an önce mevcut uygulamadan vazgeçilmesi ve prim borcu olan vatandaşların sağlık hizmetlerinden kesintisiz yararlanmasını güvence altına alacak kalıcı bir düzenlemenin yapılması şarttır.

Milyonlarca yurttaşın sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılması kabul edilemez. Devletin görevi, vatandaşının sağlığını korumak ve herkes için eşit sağlık hizmeti sunmaktır.”

Bulut ayrıca, Göktaş’a yanıtlaması için şu soruları yöneltti:

“Milyonlarca vatandaşın sağlık hizmetlerinden mahrum kalmaması adına yeni bir düzenleme yapılması söz konusu mudur? 31 Aralık 2025 tarihi itibarıyla kaç vatandaşın GSS prim borcu bulunmaktadır? SGK’ya toplam borç miktarı nedir? Kaç vatandaş sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaktır?

Daha önce hiç gelir testi yaptırmayan kaç GSS sigortalı, 31.12.2025 tarihi itibarıyla gelir testine başvurmuştur? Yapılandırma sonrası kaç vatandaş GSS borcunu ödemiştir? Bu tutar ne kadardır? Gelir testine başvuran kaç vatandaşın hane içerisindeki gelirleri asgari ücretin brüt tutarının üçte birinden azdır?

Önergenin yanıtlandığı tarihte kaç vatandaş GSS borçları nedeniyle yasal takibe alınmıştır? GSS prim borcu olan yükseköğretim (üniversite) mezunu, ortaöğretim (lise) mezunu ve esnaf sayısı nedir? GSS borçlarının silinmesi için bir çalışma yapılacak mıdır?”

reklam

YORUM YAP