Ankara Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) düzenlemesine tepki gösterdi.
Oda, aile hekimlerinin görevlerinin yalnızca poliklinik hizmetleri ile sınırlı olmadığını belirterek, yeni uygulamanın hekimlerin mesleki bağımsızlığını tehdit ettiğini ifade etti.
“Hekimlerin İş Yükü Artırıldı”
Düzenlemenin aile hekimlerinin iş yükünü artırdığı savunularak, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Sağlık Bakanlığı, Aile Hekimlerinin üzerindeki iş yükünü akılcı bir şekilde planlamak yerine, MHRS sistemine getirilen poliklinik randevusu düzenlemesiyle daha da artırmaktadır. Bakanlığın 2024 yılına dair son verilerine göre toplam hekime müracaat sayısı 1 milyar 47 milyon 847 bin olurken, bunun yarısını 449 milyon 571 bin 734 ile birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri oluşturmaktadır. Her birey yıl içinde en az 5 kez aile hekimine başvurmaktadır. Birinci basamak sağlık sisteminin temel yapı taşı olan Aile Hekimlerinin görevleri sadece poliklinik hizmetleri ile sınırlı değildir.
Aile Hekimleri, önemli bir kısmını halk sağlığı açısından kritik öneme sahip koruyucu sağlık hizmetlerinin oluşturduğu çok sayıda görevi yerine getirmektedir: kronik hastaların takibi, annelere emzirme eğitimi, bebek, çocuk ve gebelerin aşılanması ve izlenmesi, rahim ağzı kanseri taraması, pansuman, kan tahlili gibi işlemler ile evlenecek kişiler için bulaşıcı hastalıklar tetkiklerinin yapılması gibi. Bunun yanı sıra, Aile Sağlık Merkezleri (ASM) kurmak için mekân kiralama, tefrişat temini, soğuk zincir sorumluluğu, muhasebe ve SGK ödemeleri gibi teknik ve angarya işlerde de sorumluluk taşımaktadır. Sağlık Bakanlığı, bu düzenlemeleriyle profesyonel bağımsızlıklarını hiçe sayarak yeni bir 'eziyet' ile karşı karşıya bıraktığı Aile Hekimlerini zorlu bir sürece sokmaktadır.”
“Mesleki Bağımsızlık İhlal Ediliyor”
Ankara Tabip Odası, yeni düzenlemenin Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’ne aykırı olduğunu belirtip, şu ifadeleri kullandı:
“Poliklinik randevusu düzenlemesi, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’ne aykırılık taşımaktadır. Yönetmelik 10. maddesine göre, 'Mesai saatleri ve günleri, çalıştığı bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda aile hekimi tarafından teklif edilir ve müdürlükçe uygun görülmesi halinde onaylanır.' Aile Hekimleri, bulundukları bölgelerin sosyal ve demografik koşullarına göre mesai saatlerindeki rutin işlerini kendileri planlar. Ancak, poliklinik randevusu dayatması hekimlerin bağımsızlığını ortadan kaldırarak, koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumunu aksatacak ve halk sağlığını riske atacaktır.”
“Sağlıkta Şiddeti Körükleyebilir”
Açıklamada ayrıca, yeni MHRS düzenlemesinin sağlıkta şiddet riskini artırabileceği belirtildi:
“Koruyucu sağlık hizmetleri, halk sağlığının temel unsurlarındandır. Hastalıklarla mücadele etmekle kalmaz, hastalığa neden olan risk faktörlerini belirleyip bunları ortadan kaldırmaya çalışır. Ayrıca, toplumsal sağlık etkenlerini inceleyerek sağlığı bireysel değil, toplumsal düzlemde korumaya yönelik bir yaklaşım benimsemektedir.
Yeni düzenlemeyle, Aile Hekimlerinin büyük kısmı poliklinik randevularına yönlendirileceği için birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin sunumunda aksamalar yaşanması muhtemeldir. Önceki uygulamalardan edinilen derslerden faydalanmayan Sağlık Bakanlığı, artırdığı yük ile Aile Hekimlerini zor durumda bırakmaktadır. Bu durum, sağlıkta şiddete de açık kapı bırakmaktadır.”
“Ne Bu Sistem Ne Aile Hekimleri Bu Yükü Kaldıramaz”
Açıklamanın devamında, şu ifadeler yer almıştır:
“Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetinin temel özelliklerinden biri, hastaların doğrudan ve randevusuz bir şekilde hekime başvurabilecek olmalarıdır.
Yeni düzenleme dolayısıyla randevulu ve randevusuz gelen hastalar karşı karşıya kalacak, Aile Hekimleri muayene ve izlem için yeterli zaman bulamayacak, bu da hasta memnuniyetsizliği ve öfkesinin hekimlere ve ASM çalışanlarına yansımasına neden olacaktır. Bu süreç, birinci basamakta sözlü veya fiziksel şiddet vakalarının artmasına yol açabilecektir.
Sağlık Bakanlığı’nı, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’ne aykırı, hekim bağımsızlığını hiçe sayan, Aile Hekimlerinin çalışmalarını değersizleştiren, koruyucu sağlık hizmetlerini riske sokan ve toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyecek olan MHRS düzenlemesinden vazgeçmeye çağırıyoruz. Ne bu sistem ne de Aile Hekimleri bu yükü kaldıramaz.”
