

Eskişehir'de yaşayan 4 çocuk annesi Selver Demirde, oğlu ve gelini arasındaki anlaşmazlık sonucu 2024 yılında boşandı. Boşanmanın ardından çiftin 3 çocuğundan ikisi babasında, diğer bir çocuk ise annesinde kaldı.
Boşanma sürecinde Hızır Evreşe, 1. sınıfa başladığında okula düzenli gidemez hale geldi ve bu nedenle okuma yazma öğrenemedi. Selver Demirde, iki torununun bakımını üstlenirken, Hızır'ın eğitimine katkıda bulunmak için derslerine yardımcı olmak istedi.
Okuma yazma bilmeyen Selver Demirde, torunu Hızır'a okuma yazma öğretmek amacıyla Tepebaşı Halk Eğitim Merkezi'ne başvurdu ve okuma yazma kursuna kayıt yaptırdı. Bu kurs, TOKİ Emre Bolat İlköğretim Okulu'nda açıldı. Selver Demirde, şimdi torunu Hızır ile beraber aynı okulda okuma yazma öğreniyor.
‘Form Doldurmayı Çok İstiyorum’
Demirde, ayrıca diğer torunu Çınar Evreşe'yi (5) yanından ayıramadığı için bu kurslara da onunla birlikte katıldığını ifade etti. “Okuma yazma bilmiyorum, torunlarıma yardımcı olamıyorum. Hiçbir şey bilmiyorum, onlara eğitim veremiyorum. Bugün çevremde çok sayıda okuma yazma bilmeyen var, ve onların torunlarına faydalı olmadıklarını biliyorum. İstiyorum ki onlar da öğrensinler. Bizim gibi cahil kalmasınlar. Anne ve baba ayrıldı, çocuk 1 yıl okula gitti ama bir şey öğrenemedi. Ben de onları aldım. Geçim zor, biliyorsunuz, iki çocukla mücadele ediyorsunuz. Bir yere gittiğimde 'Form doldur' diyorlar, dolduramıyorum. Bu yüzden form doldurmayı çok istiyorum, yazmayı çok istiyorum” dedi.
‘Torunlarım İçin Çabalıyorum’
Selver Demirde şöyle devam etti:
“Şimdi çocuklara ben bakıyorum, öylece ilgilenmiyorlar. Anne gitti gitti. İki çocuk, hatta üç kardeşler; birini yanına aldı. İkisini de ben aldım, çocuklar geçen yıl başka bir yere gidiyordu. Çocuk ne A'yı biliyor ne B'yi, bir yıl kayıp. Çok şükür ki burada yazdırdık. Çocuk düzeldi, okumaya başladı. Şimdi ben de başladım. Dedim ki; 'Okuma yazma istiyorum çünkü çocuklara yardımcı olamıyorum.' Ne göstereceğim ben onlara? Ben okuma yazma bilmiyorum. Torunlarıma okuma yazma öğretmek için bu okula başvurdum; kendimi de geliştirmek istiyorum.
Yaş her şey değildir; insan içinde istemeli, kalbinden istemeli, her şeye inanç olmalı, başarır okuma yazmayı. Torunlarım için çok istiyorum. Biz ne için çabalıyoruz? Evlatlarımız ve torunlarımız için. Şimdi ben de torunlarım için çabalıyorum. İyi yetişsinler, iyi eğitim alsınlar ve her şeyi öğrensinler; mesela camın önünde masamız var, hasta olsam bile, 'Hadi Hızır derse anneciğim, bir sayfa olsun dolduracağız' diyorum. 'Tamam anne' diyor” şeklinde konuştu.
‘Duygusal Başladık’
Selver Demirde'ye okuma yazmayı öğreten Tepebaşı Halk Eğitim Merkezi usta öğreticisi Mefaret Kısa, günde 3,5 saat ders yaptıklarını belirtti. Selver Demirde'nin hevesli olduğunu ifade eden Kısa, “Serüvenimiz çok duygusal başladı. Sınıfa ilk girdiğinde, 'Sınıfın kokusu bile başka, çok güzel' diyerek ağlayarak başladı. 'İnşallah başardım' diyerek mutlu bir şekilde çıkacağız” dedi. Ayrıca, ailevi sorunlar nedeniyle öğrenim hayatında zorluklar yaşayan çocuklarla ilgilendiklerini de sözlerine ekledi.
‘Kısa Sürede Çok Hızlı Bir Yol Aldık’
Selver Demirde'nin zor koşullarda yetiştiğini ve bu nedenle zamanında okuma yazma öğrenemediğini aktaran Kısa, “Günde 3,5 saat ders yapıyoruz, ara vermeden ilerliyoruz. O, 'Bir an önce bitireyim, bir an önce öğreneyim' derdinde. Kısa sürede hızlı bir gelişim kaydettik. Eğer böyle devam ederse, çok kısa sürede hem yazacak hem okuyacak. Torunlarına öğretmek için gelmişti ve bunun için gayret gösteriyor. Torunu daha büyümeden, yaşı ilerlemeden, sınıf atlamadan daha iyi bir şekilde öğretileceğine inanıyorum. Halk Eğitim Merkezlerimiz, müdür yardımcılarımız bu konularda çok hassas. Onlara da buradan teşekkür ederiz.” dedi.


