Venezuela hükümeti, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'na (CIA) “uyuşturucuyla mücadele” adı altında Venezuela topraklarında operasyon yapma yetkisi verildiğine dair bir açıklama yaptı.
Venezuela'nın devlet televizyonu VTV'ye göre, hükümetten yapılan açıklamanın içeriği şu ifadeleri içeriyor:
“CIA'nin masaya sürülmesini ve Karayipler'de ilan edilen askeri konuşlanmaları son derece endişeyle izliyoruz. Bu adımlar, Venezuela'ya karşı saldırı, tehdit ve taciz politikasını oluşturan eylemlerdir. Uluslararası toplum, bu tür eylemlerin cezasız kalmasının tehlikeli siyasi sonuçlara yol açacağını anlamalı ve derhal bu duruma son verilmelidir.”
Guterres'e Şikayet Başvurusu
Açıklamada, Venezuela hükümetinin Karayipler’deki askeri gerilimi önleyecek acil önlemlerin alınmasına yönelik bir talepte bulunacağı ve durumu Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e şikayet edeceği dile getirildi. Ayrıca, ABD'den “hesap sorulması” talep edileceği vurgulandı.
ABD Başkanı Donald Trump, CIA’ya “uyuşturucuyla mücadele” amacıyla Venezuela topraklarında operasyon yapma yetkisi verildiğini doğruladı.
ABD, Porto Riko’daki üslerinde 10 bin askeri bulundururken, Karayipler'de toplamda 8 savaş gemisi ve bir denizaltı ile görev yapmaktadır.
Trump'ın Kararı ve Milis Gücü
Trump, daha önce imzaladığı bir kararname ile Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle mücadele için ordunun daha etkin bir şekilde kullanılmasını istemişti.
Bu çerçevede, ABD, ağustos sonlarında Venezuela açıklarına bir denizaltı ve savaş gemilerinden oluşan deniz gücü göndermiş; ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ordunun Venezuela'daki rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu ifade etmişti.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, bu gelişmelere karşı 4.5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıkladı.
Diğer yandan, ABD'nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri “uyuşturucu kaçakçılığı” gerekçesiyle hedef alması, hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere yol açtı; bu saldırıların “uluslararası hukuka aykırı” olduğu iddia edildi.
