

CHP İstanbul İl Başkanlığı, 7 Eylül'de 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği karar nedeniyle çevik kuvvet tarafından kuşatma altına alınmış durumda.
Bu süreçte yapılan bazı X paylaşımları nedeniyle 20 kişi hakkında “suç işlemeye alenen tahrik etme” suçuyla ilgili soruşturma başlatılmış, iddianame de “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasını içermiştir.
İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek bir dava açmıştır.
Dava aşamasında tutuklu yargılanan sanıklar arasında Abdullah Esin, Nur Betül Aras ve Ömer Faruk Mangaltepe bulunmaktadır.
Ayrıca, başka bir dosyadan tutuklu olan akademisyen Emrah Gülsunar da iddianamede yer almakta; gazeteci Fatoş Erdoğan, “Sokak Kedisi” YouTube kanalının sahibi Ebru Oruç ve avukat Muhammed Mesut Yıldız da sanıklar arasında bulunuyorlar.
Bu davanın ilk duruşması, bugün İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi’ni temsil eden 20. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda gerçekleşti.
Duruşmaya CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldı.
Duruşma, yaklaşık bir buçuk saatlik bir gecikmenin ardından başladı ve sanıklar ile avukatları hazır bulundu.
'BİZ HİÇBİR ZAMAN HEDEF GÖSTEREN DEĞİLİZ'
Kimlik tespitinin ardından sanıkların savunmalarına geçildi. İlk olarak, tutuklu sanık Nur Betül Aras’ın savunması yapıldı. Aras, şunları ifade etti:
“Ben ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla gözaltına alındım ama iddianamede bununla ilgili bir suçlama bulunmamakta. İddianamede ‘suç işlemeye alenen tahrik etme’ suçlamasıyla yargılanıyorum.
9 yaşında bir kızım var ve onun velayeti bana ait. Kızım hasta, ona bakamadığım için eski eşime ve babaannesine emanet ettim. Eğer güvenli bir ortam olmasaydı ne olacaktı?
Tutuklanmam sonucunda bu çocuk yetimhaneye mi verilecekti? Özellikle benim gibi muhalifler üzerinden keyfi tutuklamalarla halk kin ve düşmanlığa tahrik ediliyor. Biz hedef gösteren değil, gösterilen tarafız. Kızım da benimle birlikte 58 gün boyunca cezalandırıldı.
Kızım 58 gündür okula gidemiyor. Ben sadece ifade özgürlüğü hakkımı kullandım. Suç işlemedim, beraatimi talep ediyorum.”
İddianamedeki ‘soğuk savaş’ kısmını ve diğer eksiklikleri dile getiren avukat, “Savcılık, sanıkları ‘suç işlemeye alenen tahrik etme’ suçu ile yargılamak istiyorsa, neden iddianamenin sonunda halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan da cezalandırılmalarını istemekte?” sorusunu yöneltti.
'İŞİM RİSK ALTINDA'
Bir diğer tutuklu sanık Ömer Faruk Mangaltepe, savunmasında şu sözlere yer verdi:
“Tamamen ifade özgürlüğü kapsamında paylaşımlar yaptım. Hayatım boyunca hiç suç işlemedim. Ancak, hakkımda iddia edilen suç nedeniyle 57 gündür tutukluyum. Ailemin tek geçim kaynağıyım. 8 yıldır çalışıp terfi aldığım işim tutukluluk sebebiyle risk altında. Hiçbir şekilde kaçma şüphem yok. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.”
'EĞİTİM HAKKI MI, ÖZGÜRLÜK HAKKI MI?'
Tutuklu sanık Abdullah Esin ise savunmasında şu sözleri aktardı:
“Ben bir siyaset bilimi yüksek lisans öğrencisiyim. Türkiye ve dünyadaki siyasi olayları takip ediyorum. 9 Eylül’de İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanan olaylara dair paylaşımda bulundum. Bu paylaşımlardan dolayı ‘suç işlemeye alenen tahrik etme’ ile suçlanıyorum.
Ama ne suç, ne tahrik ne de etkili bir performans olmadığını düşünüyorum. Bu tutukluluk benim yüksek lisans tezimi tehlikeye soktu. Tezimi fiziksel olarak teslim edemediğim için kabul edilmeyebilir. Hem eğitim hakkım, hem özgürlüğüm ihlal ediliyor. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.”
'İDDİANAME KOPYALA-PASTA GİBİ'
Başka bir dosyadan tutuklu olan akademisyen Emrah Gülsunar, SEGBİS bağlantısı ile savunma yaparak, “Bu iddianamenin benim sosyal medya paylaşımım ile bağlantısını anlayabilmiş değilim. Hayatımda adını ilk defa duyduğum ‘soğuk savaş’ programından bahsediliyor… Bu durum anlayamadığım bir şey. Gördüğüm kadarıyla bu iddianame, başka bir iddianameye eklenmiş gibi duruyor. Soruşturma sürecinin böyle bir kopyala-yapıştır şeklinde ilerlemiş olması beni oldukça üzüyor.” dedi.
'DOĞRU BİR ŞEKİLDE YARGILANMAK MI BENİM HAKKIM?'
Tutuksuz yargılanan gazeteci Fatoş Erdoğan, savunmasında, “Gazetecilik yapıyordum. Neyle suçlandığımı anlayamadım. Suçlama olarak yer alan şeyler video haberle ilgiliydi. Videodaki konuşma ve sloganları tırnak içinde alarak yazdım. Bana ait olmayan görüş ve fikirlerin suç olarak yer aldığını görmek, çok tuhaf.” dedi.
“Ben, iki gün boyunca İl Başkanlığı önünde haber takibi yaptım. Ardından darp edildim. Neyle suçlandığımı anlamadım, anlamamak için de grok’a sordum. Yaptığım paylaşımlarda nefret söylemi var mı diye merak ettim. O da, nefret söylemi olmadığını ve paylaşımlarımın gazetecilik odaklı olduğunu söyleyip beni tebrik etti.”
Haber takibi sırasında plastik mermi ile yaralandığını gösteren fotoğrafları hakime gösteren Erdoğan, “Burada yargılanması gereken kişi ben miyim?” diye sordu.
'SAVCILIK TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ, HAKİM TAHLİYE KARARI VERDİ'
Savcılık, iddianamedeki çelişkilerin giderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasını talep etti. Ayrıca, tutuklu sanıkların tutukluluk halleri ve adli kontrol şartlarının devamı yönünde talepte bulundu.
Duruşmada, sanık ve avukatların beyanlarına yer verildi.
Tutuklu sanık Nur Betül Aras, “Ben her gün çocuğumu okula götürüyorum, bana kaç deseniz de ben kaçamam. Bu ülkeyi kimseye yar etmeyeceğim” şeklinde bir ifade kullandı.
Hakim, tutuklu sanıklar Abdullah Esin, Nur Betül Aras ve Ömer Faruk Mangaltepe’nin yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliye edilmelerine karar verdi.
Ayrıca, adli kontrol şartı olan sanıkların imza atma yükümlülüğü kaldırıldı. Savcılığın, iddianamedeki çelişkilerin giderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılması talebi de kabul edildi.


