reklam
reklam
DOLAR 42,3199 % -0.01
EURO 49,2354 % -0.28
STERLIN 55,8293 % -0.29
FRANG 53,3131 % -0.13
ALTIN 5.551,47 % -1,86
BITCOIN 94.828,00 -3.832
reklam

Yağışlar Arttı, Toprak Kayıyor: Karadeniz'de Heyelan Endişesi

Yayınlanma Tarihi : Google News
Yağışlar Arttı, Toprak Kayıyor: Karadeniz'de Heyelan Endişesi
reklam

Doğu Karadeniz'de dik yamaçlarda devam eden yol çalışmaları ve orman tahribatı, heyelan riskini artırıyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Ormancılık Politikası Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cantürk Gümüş, heyelan ve taşkınları engellemenin en etkili yollarından birinin yukarı havzalarda ağaçlandırma çalışmalarının artırılması gerektiğini vurguladı ve önemli uyarılarda bulundu.

“Yol Yapımı Heyelanı Tetikliyor”

Gümüş, bölgede taban arazisinin oyulması, açılması ve kazınmasının heyelan riskini artıracağını belirterek, “Bu bölge, Türkiye'nin en fazla yağış alan yeridir. Aynı zamanda coğrafya oldukça eğimlidir; dik yamaçlar üzerinde yaşıyoruz. Müdahale etmek zorundayız; yol yapıyoruz. Ancak heyelanların temel nedenlerinden biri de yol yapımıdır. Taban arazinin oyulması, açılması ve kazılması heyelan riskini artırır. Bu nedenle bu bölgede heyelanları beklememiz kaçınılmaz, buna göre önlemlerimizi almamız gerekiyor. Sadece sonuca yönelik tedbirlerin ötesinde, ormanlarımızı korumamız şart. Taşkın önlemeden önce yukarılara doğru ağaçlandırmayı yoğunlaştırmalıyız. Yukarı havzalardaki ağaçlandırma çalışmalarını hızlandırmamız gerekli.” dedi.

“Küresel Isınma Heyelan Riskini Artırıyor”

Son 30 yılda ortalama sıcaklığın yaklaşık 1 derece arttığını belirten Gümüş, “Son 30 yıl içinde 100-200 yıl öncesine oranla hava sıcaklığı bir derece civarında artmış durumda. Bu da küresel ısınma anlamına geliyor. Küresel ısınmanın doğal bir sonucu olarak yağış miktarındaki düzensizliklerin arttığını gözlemliyoruz. Fırtınalar ve diğer doğa olayları, sıcaklığa bağlı olarak birçok canlının yok olmasına neden oluyor. İklim değişikliği bağlamında bu tür afetlerle daha sık ve yoğun bir şekilde mücadele etmemiz gereken bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu yüzden alacağımız tedbirleri bu çerçevede planlamalıyız.” ifadelerini kullandı.

“Ormanlar Yer Altı Suyu İçin Hayati Önemde”

Ormanlardaki ağaç köklerinin yer altı suyu ile bağlantılı olduğunu vurgulayan Gümüş, bu doğal yapının bozulmaması gerektiğini ifade ederek, “Kar ve yağmur sularının süzülerek toprakla buluşmasını sağlamalıyız. Suyun topraktan süzülmesini sağlamamız gerekiyor. Ormanlar ve ağaçlar üzerinde çalışıyoruz. Ormandaki ağaçlar yukarı doğru büyürken, kökleri de yer altı suyuyla buluşur ve ondan beslenir. Yüzlerce yıllık ormanlarda ağaçlar öldüğünde kökleri çürüyebilir. Kök çürüdüğünde, yer yüzeyi ile yer altı suyu arasında bir boşluk oluşur. Orman zeminini kaplayan ölü örtü, bu boşluğun kapanmasını engeller. Bu yüzden ormana dokunmadığımız sürece, yağışların büyük kısmının yer altı suyunu beslediğini görürüz. Yer altı suyu bizim için hayati önemdedir; tarım, içme suyu ve ekosistemler hep buna bağlıdır. Eğer ormanları yok edersek, su akışa geçecek ve bize zarar verecektir. Bu sebeple ormanları olduğu gibi korumak, temel hedefimiz olmalıdır.” şeklinde konuştu.

“Tarım Alanlarının Genişlemesi Ormanları Tehdit Ediyor”

Nüfus artışı ile birlikte artan tarım arazisi ihtiyacının ormanları tehdit ettiğini belirten Gümüş, “Bizi daha çok endişelendiren şey, şehirleşmeden çok tarım alanlarının genişlemesidir. Nüfus arttıkça daha fazla tarım alanına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu da ormanların azalması anlamına geliyor. Oysa ormanların azalması, yaşamın sona ermesi demektir.” diye konuştu.

reklam

YORUM YAP