

Barcelona Küresel Sağlık Enstitüsü (ISGlobal) ve diğer ilgili kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma, kalkınma yardımlarındaki ani kesintilerin gelişmekte olan ülkelerde 2030 yılına kadar 22,6 milyon ek ölüm vakasını tetikleyebileceğini ortaya koyuyor. Bu ölümler arasında 5,4 milyon beş yaş altı çocuk da yer almakta.
ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa'nın neredeyse 30 yıl aradan sonra ilk defa kalkınma yardımlarını azaltma kararı alması ve 2025 yılında daha büyük kesintiler planlaması, bu araştırmanın temel endişe kaynağını oluşturuyor.
93 Ülkenin Verileri Üzerinde İnceleme Yapıldı
Bu rapor, 93 düşük ve orta gelirli ülkenin verilerini analiz ederek son beş yıldaki kesintilerin yanı sıra 2025 yılında beklenen ek kesintilerin olası etkilerini modelledi.
Araştırmanın ortaya koyduğuna göre; şiddetli kesinti senaryosunda 25 milyon civarında ek ölüm riski bulunurken, hafif kesinti senaryosunda 9,4 milyon önlenebilir ölüm gerçekleşebileceği vurgulanıyor. Özellikle Sahra Altı Afrika'nın, en sert kesintilerin yaşanacağı bölge olarak ön plana çıktığı ifade ediliyor.
“Tarihsel Kazanımların Tersine Dönmesi Riski Söz Konusu”
Hak örgütleri ve kalkınma uzmanları, ABD Başkanı Donald Trump’ın USAID'i küçültme politikalarının ve diğer ülkelerdeki benzer girişimlerin önlenebilir ölümler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
Haziran ayında The Lancet dergisinde yayımlanan başka bir çalışmada ise USAID’e yönelik büyük kesintilerin 2030 yılına kadar 14 milyondan fazla ek ölüme yol açabileceği belirtilmişti.
Yeni çalışmada, ABD, Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa'nın 2025 yılında kesintiye gitmesi durumunda bu durumun, son 30 yıldır ilk kez dört büyük bağışçı ülkenin iki yıl üst üste yardımları azaltması anlamına geleceği vurgulanıyor. Araştırmacılar, ani kesintilerin uyum stratejilerinin uygulanmasını da zorlaştırdığına dikkat çekiyor.
Avrupa'da Da Kesinti Dalgası Yaşanıyor
Bu rapor, son dönemde açıklanan büyük yardım kesintilerini de gözler önüne seriyor. Britanya'nın yardımlarını %40, Fransa'nın %37, Hollanda'nın %30, Belçika'nın ise %25 oranında azalttığı hatırlatılıyor.
Uzmanlar, gelişmekte olan ülkeler için kritik öneme sahip olan bu kaynakların azalmasının sağlık, eğitim ve yoksullukla mücadelede son otuz yılın kazanımlarını tehlikeye soktuğunu öne sürüyor.


